
05362004002
Alparslan AKBAŞ
Seçim ekonomisinin uygulamalarından daha önceki yazılarımızda da bahsetmiştik. Seçim ekonomisi tüm seçimlerde kullanılmıyor. Aslında doğrudan seçmen davranışlarını etkilemeye yönelik olduğundan, yönetimielinde bulunduran iktidar partilerinin hükümet etme gücünü kaybetmemek için kullandıkları bazı hususiyetler oluyor.
21 Yıllık yönetim sürecinde iktidar partisi ilk 10 yıl seçim ekonomisi uygulamadı. Zira muhalefet eden partilerin yönetme iddiasına sahip oy çoğunluğu bulunmuyordu. Ancak son yıllarda durum giderek değişti ve bu seçim öncesinde hükümet tam anlamıyla seçim ekonomisi uygulamaya başladı. O kadar sıra dışı uygulamalar ve vaatler gözlemleniyor ki bir insan olarak hayal gücümüz zorlanıyor. Bu durum iktidar partisinin bu seçimi ne kadar kritik gördüğünün de bir göstergesi. Yada seçimi kaybetme ihtimalinin artık iktidar partisinin sözlüğüne girmiş olması.
Önceki seçimlerde hassas bazı memur gruplarına uygulanacağı vaat edilen 3600 ek gösterge şimdilerde Cumhurbaşkanı tarafından şartları yeterli olan herkese uygulanacağı vaat ediliyor. Temmuz ayında ise tüm memurlar dolgun maaş zammı yapılmak üzere gerekli hazırlıkların yapıldığı belirtiliyor. Oysa şimdiye kadar bahsedilmeyen bu iyileştirmeler sanki seçimin kazanılması kesin gibi temmuz ayında yapılacak düzenleme olarak ilan ediliyor.
Seçim ekonomisinden kademeli olarak emekli ayılıkları da nasibini aldı. Emeklilerin aylıklarına yapılan maaş zammından sonra çok düşük seviyelerde kalan maaşlar olunca hükümet yeni bir kararla en düşük emekli maaşını 7.500-tl olarak belirledi. Aslında kök aylıklara yapılan bir düzenleme değil bu. Zira emekli maaşları kanun ile artırılır. En düşük emekli maaşı 7.500-tl kararı ise kanun hükmünde kararname ile düzenlendi. Yani halen bire çok emeklinin kök aylığı 5 bin civarında.
Yapılan zamlara rağmen ülkede enflasyonun yüksek olması, çalışan ücretli kesimin elindeki varlıkların erimesine neden olmaktadır. Böyle bir durumda iktidar tam olarak seçim ekonomisine yönelik bir adımda bulunmuş, asgari ücreti son yılların en yüksek oranı ile artırmıştır. Ne var ki asgari ücret beklenen refah artışını sağlayamamış enflasyon karşısında erimiştir. Son yıllarda uygulanan bu politikalar çalışan kesim içinde asgari ücretli oranını %70’lere çıkarırken iktidar yine asgari ücrette önemli bir artışı hükümette kaldığı takdirde temmuz ayında gerçekleştireceğini vaat etmiştir.
Seçime giden süreçte önemli bir diğer adım da kamuda çalışan sözleşmelilerin kadrolu yapılması yolunda oldu. 500 Bine yakın kişiyi doğrudan etkileyen bu kadar çalıştıkları kurumlarda personel yapısında da ciddi bir yük oluşturdu. Zira iş güvencesi Türkiye’de personel verimliliğini düşürdüğü önemli bir gerçek. Burada vurgulanması gereken en önemli nokta ise bahsi geçen sözleşmelilerin tamamına yakının mevcut iktidar döneminde işe alınmış olmalarıdır. İşe alımlarda özel listelerin özel referanslarla hazırlandığının iddia etmek uzak bir ihtimal değil.
Ekonomi yönetiminin son dönemde uyguladığı gerçekçi olmayan faiz politikası iktidarın seçim ekonomisi üzerindeki en önemli araçlarından biri oldu. Düşük faiz uygulamalarını biraz da cebri olarak uygulamaya çalışan iktidarın ekonomide yapısal olarak kırılmalara yol açtığının farkında bile olmaması bu seçimi ne denli kritik gördüğünün de bir diğer ifadesi olsa gerek. Düşük faizli kredi politikaları ile piyasalar nakite doyurulurken enflasyon da beraberinde geldi. Düşük faiz çok daha fazla harcama demek olduğundan piyasalar ısındı ve ekonomide oluşan tahribat daha da hızlandı. Elbette hızlanan ekonominin soğutulması frenleme ile mümkün ancak burada frene kimin basacağı en merak edilen konuların başında geliyor.
Son yılların en kritik seçimine gittiğimiz bu günlerde yaygın ve yoğun bir istikrarsızlık ortamında ucuz kredinin cazibesi mi yoksa geleceğe dair ifade hürriyeti, adalet, insan hakları, mülkiyet hakkı, liyakat ve eşitlik gibi çok daha önemli reflekslere mi karar verilecek? Galiba kısa süre içinde bunun cevabını alacağız.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- YÜKSELEN BİREYLER DEĞİŞEN İKTİDARLAR
10.06.2025 - ADALET Mİ KONFOR MU?
31.03.2025 - ÜLKENİN YAŞADIĞI DÜZENSİZLİK
25.03.2025 - Merkez Bankası ve Doğal Denge
25.02.2025 - Bölgemizde Yaşanan Değişim
13.01.2025 - Büyümede Yaşanacak Değişim
19.10.2024 - Büyümede Yaşanan Değişim
15.10.2024 - Hukukun Üstünlüğü Kime Lazım?
16.09.2024 - Hırsızlığın Devlet Eliyle Olanı
12.09.2024 - Enflasyonda Yaşanan Baz Etkisi
17.07.2024
Yazarlar
-
Düzceli Yusuf BeyIRAKLI AZİZ VE EĞİTİM SİSTEMİMİZ SAKSIDA ÇİÇEK YETİŞTİRİYOR.. 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Muzaffer FıratPOLİTİK MASTÜRBASYON YAPAN TATMİNCİLER SÖZÜM HERKESE.. 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tezcan SolmazKarneler Geldi Ama Asıl Değer Notlarda Gizli Değil 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fatih ÖZÜDOĞRUŞİİR VE ŞAİR.. 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alparslan AKBAŞKim Kazanacak ? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
By GölgeEKREM İMAMOĞLU’NUN EMNİYETTEKİ İFADESİ DÜNYA BASININDA İLKE DEFA BURADA. 22.03.2025 Tüm Yazıları
-
Gökalp AtsızDüzce Dağı 8.07.2024 Tüm Yazıları
-
Fotolu YorumREFAH’TA ÇADIRLARA SIGINAN SAVUNMASIZ ÇOÇUKLAR BURADA BİZ VARIZ DİYE DUA EDİYOR. 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
AvrupalıNeden Murat Aydın? 22.02.2024 Tüm Yazıları
-
Kul Garip (Ekrem Gül)Fatih Sultan Ruhu Dirildi Bugün 30.05.2022 Tüm Yazıları
-
Özer AkbaşlıFındık üretimi yaparken neleri atlıyoruz? 18.04.2022 Tüm Yazıları
-
Av. Elvan KılıçOrman yangınlarının cezai boyutu 2.08.2021 Tüm Yazıları
ağa
artık kaybedebilirler tabi şu ekonomiye bak ne hale geldik