
05362004002
Alparslan AKBAŞ
Ülkemizde siyaset de devlet de, bir sorun kendi içinde çözülemeyip problem haline gelinceye kadar çok yavaş davranıyor ya da geç müdahale ediyor. Siyasetin ve devlet mekanizmalarının sorunları çözme kapasitesi oldukça düşük. Devletin ya da yönetim sisteminin beka ve güvenlik alanına tehdit içerdiği sorunlar siyasiler tarafından fark edileceği zamana kadar bekleniyor.
Bu sorunların en başında gelen de nüfus artışı, göç ve kentleşme gibi temel alanlar geliyor. Ülkemizin sanayileşme süreciyle beraber kentlere olan göç sürecinin doğal ihtiyacı olan kent planlamaları, güvenlik sorunları, eğitim ve sağlık düzenlemeleri, finansman yöntemleri, yapılaşma modellemeleri ve şehir hayatına uyum gibi alanların hiçbirinde bir strateji üretilememiş dolayısıyla uzun vadeli kökten bir çözüm sunulamamıştır.
Planlama olmadan yaşanan hayatlar düzensiz yapılaşmayı da beraberinde getirmişti. İmar plansız hazine arazilerinin üzerine yapılan yapılar gecekondu kültürünü hayatımıza sokmuştur. Elbette kayıtsız ve düzensiz yapılaşma zamanla çoğalmış ve kontrol edilemeyen bu durum imar aflarını beraberinde getirmiştir. Bugüne kadar 20’den fazla imar affı çıkarılmış en sonuncusuna ise 9 milyondan fazla başvuru olmuştur.
Düzenlenmeyen alanlar düzeltilmeyen problemler beraberinde çığ gibi büyüyen sonuçlara yol açmış, siyasetin veya devletin tembelliği ve de fırsatçılığına dönüşmesine neden olmuştur. Devlet bütçe açığını kapatmak, siyasetçi de oy deposu oluşturmak için bu olumsuzlukları kendi çıkarına kullanma yolunu tercih etmiştir. Bu tekil bir örnek olmakla beraber bir çok alanda örnekleri çoğaltmak mümkün.
Genel gidişat böyle olmakla beraber son 15 yılın ayrı bir önemi var. Sosyolojik ya da toplumsal olayları tetikleyen bu yıllar siyaseten ülkenin ne kadar geriye gittiğini göstermektedir. Bu geriye gidişi herhangi bir ekonomik veriye, endekse ya da küresel kıyaslamalara bakarak anlamak mümkün.
Devletin yeni yönetim modeli yönetimdeki merkezileşme, hesap verebilirliğin şeffaflığın ortadan kalkması, çalışmayan adalet ve yargı mekanizmalarıyla üretemeyen ekonomik dinamiklerle başka bir evreye geçti. Krizlerin çeşitlendiği ve derinleştiği bu süreçte ekonomik kriz bir tufan halinde içine bizleri de alıyor.
Bugün gelinen nokta devletin temel fonksiyonlarını taşeronlara devredildiği, eğitim ve sağlık alanlarında çöküş yaşandığı, adaletsizliğin ve yoksulluğun derinleştiği ve hızla yaygınlaştığı bir dönemdeyiz. Toplumu oluşturan bireylerin rahat bir nefes alacağı devletin ya da toplumun bir kurumu yok artık.
Adaletsizlikten ağzı yananlar ya da ekonomik krizle geçim telaşında olanlar arkası olmayan sandalyelerde oturur gibi rahatsız ve huzursuz hayat yaşıyor. Tanış olmayan kimseye selam verilmezken tanış olanlara da yaklaşılamıyor.
Devletin ve siyaset kurumunun sorun çözme yönteminin ve uygulamalarının toplumsal sonuçlarından ziyade gündelik hayat üzerindeki insan davranışları üzerinde ip uçları görmek mümkün.
Devlet çözmüyor siyaset duyarsız diye hayat durmuyor tabi ki. Yazının başında olduğu gibi insanlar kendi problemlerine kendileri çözüm bulmaya çalışıyor. Bu durum da yeni yapısal sorunlara yol açıyor. Bu durum toplumu siyasetten ve devletten uzaklaştırıyor haklı olarak.
Mesela siyasetçinin dayattığı ‘’Öcalan’a Af’’ gibi ya da yeni anayasal düzenlemeler gibi önerilere duyarsızlaşıyor ilgilenmiyor, tartışmıyor. Toplumsal konuları bir kısım insanlar çözdüğünü sanırken bazı insanlarda gündemlerinden çıkararak çözdüğünü varsayıyor.
Hepsinin yanında halk ekonomik meseleleri çözemediği için hayatını günübirlik, geleceği düşünmeden yaşamaya devam ediyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- YÜKSELEN BİREYLER DEĞİŞEN İKTİDARLAR
10.06.2025 - ADALET Mİ KONFOR MU?
31.03.2025 - ÜLKENİN YAŞADIĞI DÜZENSİZLİK
25.03.2025 - Merkez Bankası ve Doğal Denge
25.02.2025 - Bölgemizde Yaşanan Değişim
13.01.2025 - Büyümede Yaşanacak Değişim
19.10.2024 - Büyümede Yaşanan Değişim
15.10.2024 - Hukukun Üstünlüğü Kime Lazım?
16.09.2024 - Hırsızlığın Devlet Eliyle Olanı
12.09.2024 - Enflasyonda Yaşanan Baz Etkisi
17.07.2024
Yazarlar
-
Düzceli Yusuf BeyIRAKLI AZİZ VE EĞİTİM SİSTEMİMİZ SAKSIDA ÇİÇEK YETİŞTİRİYOR.. 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Muzaffer FıratPOLİTİK MASTÜRBASYON YAPAN TATMİNCİLER SÖZÜM HERKESE.. 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tezcan SolmazKarneler Geldi Ama Asıl Değer Notlarda Gizli Değil 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fatih ÖZÜDOĞRUŞİİR VE ŞAİR.. 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alparslan AKBAŞKim Kazanacak ? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
By GölgeEKREM İMAMOĞLU’NUN EMNİYETTEKİ İFADESİ DÜNYA BASININDA İLKE DEFA BURADA. 22.03.2025 Tüm Yazıları
-
Gökalp AtsızDüzce Dağı 8.07.2024 Tüm Yazıları
-
Fotolu YorumREFAH’TA ÇADIRLARA SIGINAN SAVUNMASIZ ÇOÇUKLAR BURADA BİZ VARIZ DİYE DUA EDİYOR. 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
AvrupalıNeden Murat Aydın? 22.02.2024 Tüm Yazıları
-
Kul Garip (Ekrem Gül)Fatih Sultan Ruhu Dirildi Bugün 30.05.2022 Tüm Yazıları
-
Özer AkbaşlıFındık üretimi yaparken neleri atlıyoruz? 18.04.2022 Tüm Yazıları
-
Av. Elvan KılıçOrman yangınlarının cezai boyutu 2.08.2021 Tüm Yazıları
Doktor
Sana iki gün Silivri yazıyorum kafayı dinlersin :)
Karşıyakalı
yaşadıklarına sesini çıkarmassa bir ülke her hale müstehaktır
mevlüt
her yapılanı kabul edince böyle oluyor. itiraz etmek sorgulamak lazım neden böyle diye. güzel yazı olmuş
Yalnız Kurt
düzensizliğin ne büyük nedeni adaletsizlik. bunun da nedeni ahlakın çökmesi