Bir bireyin toplum içinde başarılı olması kendisiyle alakalı olduğu gibi toplum ile de alakalıdır. Toplumun kırılma noktaları ve toplumun ihtiyaçları bireyleri liderlik vasfına taşıyacak önemli köşe noktalarıdır. Liderli vasfı olan bireyler için toplumsal kırılmalarda oluşacak itici güç son derece önemlidir.

Toplumsal tarihi oluşturan kırılma noktalarına toplumu götüren bireylerin istek ve iradesi midir yoksa toplumsal, siyasi ve ekonomik değişimler midir?  

Bahsi geçen itici güç oluşmamışsa söylenecek sözlerin haklılığı zamansızdır. Toplumda karşılığı olmadan söylenen sözlerin söylenmiş olması da talihsizliktir.

Toplumsal tarihin oluşmasında itici gücü arkasına alan bireylerin tarihteki rolleri unutulmaz ve kırılmalarla birlikte anılır. Burada lider ünvanını da alan bireyler için toplumsal kırılmalara şekil vermek, gidişatı kontrol etmek ve amaca ulaşmak çok önemlidir. Burada bahsi geçen kırılma ve dönüşüm aşamasında henüz toplum hazır değil ise liderin vasıfları önemsizdir.

Siyaset bilimciler bu durumu bir lider için sokakta karşılığının olup olmaması olarak ifade ederler.
Adolf Hitler 20 yy. başlarında Alman toplumuna yaptığı liderlikle o dönemdeki kırılmayı tam olarak yaşattı ve Almanya’ya uzun yıllar yaşayacağı bir mahcubiyet bıraktı. Fransa’da Napolyon Fransız devriminin ardından toplumsal kaosa yön vererek ülkesini Avrupa’nın lider ülkelerinden biri yaptı. Ülkemiz için de en önemli örnek Atatürk ki nasıl anlatılır bilemiyorum. 

Ülkemizde de halen görevi devam eden cumhurbaşkanımız 2000’li yılların siyasi ve ekonomik dinamiklerini iyi okuması, değerlendirmesi ve kendine özgü uygulamalarıyla ülkenin gidişatına yön verdi. Gerçekte liderlik vasıfları ile gelecekte adından çok söz ettireceği muhakkak. 

Son yılların ülkemiz üzerinde getirdiği yenilikler, değişimler ve halkların farklılaşan istekleri doğrultusunda sürpriz gelişmeleri de tecrübe etmemize neden oldu. Son yıllardaki bazı siyasi gelişmeler hayallerimizin çok ötesine geçerken siyasetçilerin aldıkları roller de kendi seçmenlerinin nutkunun tutulmasına sebep oldu. 

Doğru zamanda doğru yerde olmayan liderlerin dehaları ya da kabiliyetleri yine özel yerlerini alır yalnız tarih sahnesinde yıldızlar gibi köşe yerleri olmaz. Nitekim tarihi yazanlar değil yapanlar baş köşede durur. 
Ülke tarihinde son dönemde dikkat çeken bir diğer kişi Ekrem İmamoğlu’dur. İstanbul gibi en çok seçmenin olduğu bir şehirde ezici üstünlükle yerel seçimi kazanması sembolik olarak da anlamlıdır. Bu durum siyasi dengelerin değişebileceğini gösteren çarpıcı bir olaydır.

Ana muhalefet partisinin en etkili ismi olan İmamoğlu’nu zafere taşıyan kendindeki yada partisindeki özel yetenekler olmadığını da vurgulamak gerek. Ülkenin sert siyaseti, daha otoriter bir yönetim tarzına kayması, son yıllarda sıklaşan yolsuzluk iddiaları halkta değişim talebinin daha güçlü bir şekilde karşılık bulmasına neden oldu. Onu o gün belediye başkanlığını kazanarak sahneye çıkaran toplumsal beklentiler ve Türkiye’nin alternatif kriziydi. İstanbul özelinde bu örneği tüm ülkeye yansıtılması mümkün olabilirdi.  
Toplumda oluşan değişim talebi 2019 seçimlerinde karşılık buldu ve İmamoğlu tam da bu ihtiyaç üzerinde yükseldi. 

Tarihi seyirden, kırılmalardan ve değişimden bahsederken bireylerin nasıl yükseldiği kadar mevcut iktidarların yükselen bireyleri nasıl bastırmaya çalıştığının da izah edilmesi gerek. Çünkü İmamoğlu’nun yükselen trend içindeki yeri iktidar partisi içinde varoluşsal bir tehdit haline geldi.