WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05362004002

Alparslan AKBAŞ

Türkiye’de Enflasyonun Etkileri
8.08.2022

 

Tüm dünyada pandemi süreci ile birlikte üretimin düşmesi ve arzın daralması hali yaşanmıştır. Devamında ise ertelenen taleplerin patlaması ile enflasyon hızla yükselmeye başlamış, tedarik zincirlerinin aksaması ile birlikte Ukrayna-Rusya savaşı ise emtia ve enerji fiyatlarını artırmış, dünyada yaşanan enflasyona katkı yapmıştır.

Bu durumdan en çok etkilenen ülkelerin başında ise Türkiye geldi. Ancak Türkiye’nin diğer dünya ülkelerinden farklı olarak hızla artan bir enflasyon dinamiği oluşmuştur. Çok eski yıllarda hayatımızda var olan enflasyonun 2000 li yıllarda hayatımızdan çıkması ile Türkiye enflasyonu unutmaya başlamıştı. Ancak son yıllarda oluşan ekonomik etki ve yönetim şekli bir süre hayatımızda enflasyonun ciddi bir yer edineceğine dair sinyaller veriyor. Halen 50 yaş ve üzeri olan kişilerin daha önceki enflasyonist etkileri yaşayarak öğrendikleri aşikâr. Oysa 50 yaşından genç kuşağın fiyat artışları ve elde edilen kazancın daha cebimize girmeden erimesinin farkında olmamaları da bir o kadar olağan.

Türkiye’nin artan enflasyonunda dünyadaki gelişmeler etkili olduğu gibi pandemi öncesinden de bazı etkiler kendini göstermiştir. Enflasyonist sürecin en başında artan döviz kurları ve değer kaybı yaşayan Türk Lirası olmuştur. Üretimin önemli bir kısmını oluşturan ithal ürünlerin maliyeti hızla yükselmiş tüketici enflasyonu ile üretici enflasyonu arasındaki makas hızla açılmıştır. Maliyet enflasyonu olarak da adlandırılan bu süreç gelişerek ülke ekonomisinde olumsuz gelişmeleri beraberinde getirmiştir.

Devletin harcamalarındaki dalgalanmalar beraberinde israf ve savurganlığı da getirmiş, gereğinden fazla harcama piyasadaki parasal dengeyi bozmuştur. Kamu özel işbirliği projelerinin fayda\maliyet oranları giderek bozulmuş ve devlet bütçesi için büyük bir yük haline gelmiştir. O kadar ki bazı bakanlıkların yıllık harcama bütçelerinin daha fazlası kamu özel işbirliği projelerinin taahhütleri oluşturmuştur. 2022 yılının ortasında devlet bütçesinin onaylanan kısmı bitmiş ve öncekinin yarısı kadar ek bütçe talep edilmesi bu duruma örnektir.

Son yıllarda yaşanan olumsuzluklar ülkedeki tüm bireyler için beklentilerin ekonominin gidişatında olumsuz olmasına neden olmuştur. Devlet bütçesinde olduğu gibi kişilerin bireysel bütçelerinde de geleceğe dönük fiyatlamalar ve bütçelerde dengelemeler kendiliğinden oluşmaya başlamıştır. Devlet ve ekonomi yönetiminin karar süreçlerinde etkisiz olduğunun düşünülmesi piyasa mekanizmasını daha da bozmuştur. Bu durum enflasyonu daha da artırmış ve daha doğrusu bir bilinmezlik öngörülemezlik hali oluşturmuştur. 

Bir ülkede tasarruf edilmesi yerine harcamaların artması enflasyonun bir diğer nedenidir. Türkiye’de faiz oranlarının enflasyonun altında kalması toplumu harcamaya yönlendirmektedir. Devletin resmi kurumu Tüik açıklamasına göre %78 olan enflasyon piyasada çok daha fazla hissedilmektedir. Bankaların mevduata uyguladıkları faiz oranı ise %20 civarıdır. Burada her akıllı insan parasını biriktirerek bir yerde tutacağına reel değerini yitirmemesi için harcama yapmaya yönelecektir ki bu da enflasyonun tırmanmasına yardım eder.

Kur artışı ve enflasyonun yükselmesi talebin ve harcamaların artmasına neden olmaktadır. Bu artış sürekli olduğunda tüketiciler bugünkü paralarıyla gelecekte bu malları satın alamayacaklarını düşünerek bugünden satın almaya yönelecektir. Bu durum ise talep enflasyonu olarak başka bir etkeni, asıl olan etkeni karşımıza çıkaracaktır. Bu durum dayanıklı tüketim mallarında başta olmak üzere çabuk bozulmayan tüm gıda ürünlerinde geçerlidir. Elinde kısıtlı imkânı olan bireyler elindeki para ile temizlik ve gıda ürünleri stoklayacak ve biriktirecektir.

Enflasyonist ortamların kendine özgü yaşam tarzları zamanla oluşacaktır. Elbette enflasyon arzu edilen bir durum değildir. Toplumun çoğunluğunu oluşturan asgari ücret seviyesindeki insanların enflasyonist dönemden nasıl kaçınacağı harcamalarını nasıl yapacağı önem arz etmektedir. Mevcut ülke ekonomi yönetimince enflasyona karşı alınacak önlemler kısmı halen boştur. Her hangi bir aksiyon alınmadığı gibi bir yol haritası da belirlenmemiştir. Dolayısıyla toplumu oluşturan bireyler ve şirketler bu enflasyonist ortamdan kendilerini korumak için bazı önlemleri almaları gerekmektedir.

Türkiye’nin son 30 yılında enflasyonda kırılan rekorlar çok eskide kalmıştı. Bu rekorlara hızla yaklaştığımız şu günlerde ekonomi yönetimi mevcut halde istikrarını bozmaz ise yeni rekorların elde edilmesi mümkün. Her zaman eski yönetimlerin ne kadar başarısız olduğu vurgulanırken ekonomik gidişat için ise yeni gerekçeler bulunmakta. Elbette toplumun çoğunluğu dar gelirli olan Türkiye’de bu ekonomik tablo ne kadar etkili olur düşünmek gerekir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • sade vatandaş

    sade vatandaş

    12.08.2022 21:01

    enflasyon oranı diye verdiğin rakam doğru değil. %150 üzerinde enflasyon var bu ülkede

Yazarlar