WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05362004002

Alparslan AKBAŞ

“Vay Efendim, Dış Güçler”
31.03.2022

Küreselleşen dünya üzerinde iktisadi dinamikler gerek günlük yaşamımızda, gerek iş dünyasında gerekse ülke yönetiminde en basit karar alma sürecinde dahi zorlu bir öğrenme sürecini beraberinde getirmektedir. Bu öğrenme süreci, beraberinde birçok imkânsızlıklar ve kısıtlar altında farklı alternatifler arasından en iyiyi seçme zorunluluğuyla insanı başbaşa bırakmaktadır. Zaten özünde de kısıtlı imkânlarla sınırsız ihtiyaçları karşılama olan iktisat bilimi, en iyiyi en faydalıyı seçme bilimi haline gelmiştir.

Toplumsal, siyasi, kültürel, idari ya da finansal olguların gerisinde genellikle ekonomik bir ilişki vardır. Dolayısıyla ülke genelinde ya da dünyada ekonomik geçmişi doğru analiz etmek, bugünü doğru okumak ve yarınlar için isabetli değerlendirme ve tahminler yapmak iktisat bilimi ile mümkündür.

Türkiye’deki ya da dünyadaki ekonomik ve siyasi gelişmelerin doğru anlaşılması ve sorunlara kalıcı çözümler bulunması kapsamlı ve derinlikli bir iktisat bilimi ile mümkündür. İktisat zamanla, ilgili insanlarda bir bilinç ya da en iyiyi arama arzusu olarak kendini gösterir. İktisadi bilinç zamanla ve istikrarlı bir eğitim metodu ile kazanılabilir. Aynı zamanda finansal okuryazarlık da denilebilecek bu durum toplumu oluşturan her bireye seviyesine göre verilmeli insanın refahı için bunun çok önemli olduğu vurgulanmalıdır.

Hem çevremizdeki insanlara hem de çocuklarımıza bizim için neyin daha faydalı olduğunu sık sık örnekleriyle anlatmalıyız. Örnekler arasından tercih ettiklerimizin bize ne kattığını ve de tercih etmediklerimizin bizde ne kaybına neden olduğunu sık sık dile getirmeliyiz. Her insan ve de her aile kendine dayatılanı değil de kendi için daha iyi olanı tercih etmeyi öğrenmeli. Bugün verilen bir kararın yakın ve uzak gelecekte kendine ne faydasının olduğunu ya da ne zararının olduğunu tespit edebilmeli. Her birey toplumda kendinden daha farklı (yaş, makam, ekonomik varlık, güç olarak vs.) bir insanın önermelerini kendi akıl süzgecinden geçirebilmeli, araştırabilmeli, daha doğru ve faydalıyı tercih edebilmelidir.

Türkiye’nin son döneminde yaşanan olaylar toplumun kendi çıkarları için oturup düşünmesi gereken birçok durumu içermektedir. Zira insanın kendi kendini içinde bulunduğu toplumdan soyutlaması imkânsızdır. İnsanın etki edebildiği her olayın aynı zamanda karar vericisi de olduğundan sessiz kalması mümkün değildir. Sessiz kalmak yapılanlara hiç müdahale etmemektir. Ancak burada ekonomik bir durumu sessiz kalarak gözlemlemek farklıdır. Aynı anda etki edilemeyecek bir durumda sessiz kalarak gözlem yapmak ve söz hakkı edinildiğinde görüş belirtmek en medeni olanıdır.

Adaletin, demokrasinin, kurumsal kimliğin ve ciddi bir yönetim geleneğinin olmadığı ülkelerde sürekli sıra dışı olaylar gerçekleşir ve toplumsal dinamizm yüksektir. Sürekli yoğun gündemler oluşur ki asıl konumuz olan ekonomik piyasalarda istikrar sağlanmaz ve sürekli gelgitler yaşanır. Elbette gelişmekte olan ekonomiler için olmazsa olmaz olan sermaye dışarıdan temin edilmeye çalışılır. Ancak gelgiti çok olan güvensiz piyasalara da dışarıdan sermaye yatırımı gelmez.

Ülkelerin durumlarını gözlemlemek isteyen bir yatırımcı doğrudan ülkenin risk primine bakar. CDS Primi denilen bu veri ülkeler arasından borç alacak ilişkisini gösterir. Aşağıda grafiği verilen Türkiye risk priminin son yıllardaki hareket seyri oldukça sıra dışıdır. Bu seyrin daha düşük ve düzlemsel olması arzu edilmektedir.          

Kaynak: https://tr.investing.com/rates-bonds/turkey-cds-5-year-usd

 

Bu veriler Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için ciddi bir yük oluşturmaktadır. Buna en büyük örnek dış finansman için Citi, Goldman Sachs ve J.P. Morgan’a yetki veren Türkiye Hazine ve Maliye Bakanlığı 8,6 faiz oranı ile 2 milyar dolar borçlandı. 2022 Mart ayında gerçekleşen, 5 yıl vadesi olan bu borcun geri dönüşü yaklaşık 3 milyar dolar civarında olacak. Aynı hafta Nijerya daha yüksek bir borçlanmayı daha düşük bir oran ile gerçekleştirdi. Türkiye’nin bu finansmana ihtiyacı olabilir ancak bu seviyede bir güven bozulması bir süreç dâhilinde oluyor. Yöneticilerin attıkları her adımın bedelini tüm vatandaşlar ödüyor.

Aynı haftalarda Hazine ve Maliye Bakanımız Fransa Cannes’da GYODER Uluslararası Yatırımcı Toplantısı’nda yatırımcılara konuşuyor; “Bir problem mi yaşadınız rahat olun bize hemen ulaşırsınız bürokrasiyi alaşağı ederiz, arkamızda Cumhurbaşkanımız var rahat olun mevzuatı da değiştiririz. Bu ülkeye yatırım yaparsanız malınız da canınız da güvende altındadır.” Bakan bey bu söylemiyle Avrupalı yatırımcılara kendi bulundukları ülkelerin güvenli ortamından Türkiye’ye yatırıma gelmelerinin nasıl mümkün olacağını da izah etmesi gerekirdi. Söylemlerin yönü yatırım davetinden ziyade daha çok “ne olur gelin” tarzında olmuş. Türkiye’de kanunların, insan haklarının, mülkiyet hakkının yöneticinin bir söylemiyle geri sıralarda kaldığını tüm dünya görüyor ve risk primi sürekli artıyor. İnsan bir başkasına olmayan varlığı vaad eder. Burada da hazine ve maliye bakanı farkında olmayarak bu duruma düşmüş. Oysaki ülkemize yatırım yapıldığında ne gibi kazanımlarının olacağından bahsedilmeliydi.

Ülke içinde yaşanan her olumsuzluğu topluma “dış güçler” ambalajı ile sunan yöneticilerimiz dış borç bulma oranlarımızı ve bakan beyin yatırımcı çekme gayretindeki duygularını aynı anda bize ifade etmesi gerekir. Daha doğrusu bu ülke vatandaşları bunu talep etmelidir. Dedim ya iktisadi bilinç ya da finansal okuryazarlık bunu gerektirir. Yöneticinin attığı her adımın olumlu ve olumsuz yönlerinin açıklamak zorunda olduğu ve açıklanmadığı takdirde bireylerin bunun hesabını sorduğu, hesap soran vatandaşın kolluk kuvveti, gözaltı, fişleme vb. korkularla terbiye edilmediği bir ülkeyi tüm halkımız hakediyor.

Ne güzel söylemiş halk ozanı;

Liyakati almayarak hiç kâle,

Akrabaya, tanıdığa ihale!..

Cenabı-Hak koyunca da bu hale,

Ondan sonra “vay efendim, dış güçler!”

 

 

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.