Düzce dört mevsimin aynı anda yaşandığı bir şehirdir.

Akçakoca’da denize girerken Kardüz’de kar vardır.

Kaynaşlı’da çiçekler açarken Yığılca’da üşürsünüz.

Ama bana sorarsanız Düzce’ye ne zaman gelmeli.

Tam da bu zamanlar.

Düzce’nin en güzel mevsimi yaprak dökümü mevsimi başladı.

Yaylalara doğru giderseniz renklerin çümbüşü aklınızı alırken tabiat bize en güzel sanat eserini sunuyor.

 Ne diyordu Cemal Süreya: "Sonbahar sanattır,diğerleri mevsim..."

Tamda doğa bu sanatı icra ediyor bu zamanda.

Nazım Hikmet  Düzce’yi görüp yazsa mutlaka şöyle başlardı.

Yaprak dökümünü Düzce’de yaşadım.

Düzce yaprak dökümünde bir açık hava sanat resitali sunar size.

Ama Nazım Hikmet bir şiirinde sanki şu an Düzce’yi ve yaprak dökümünü şöyle anlatır.

"Elli bin şiir roman filân okudum

Yaprak dökümünü anlatır

Elli bin filim seyrettim

Yaprakların dökümünü gösterir

Elli bin kere gördüm yaprak dökümünü..

Düşüşlerini sürünüşlerini

Çürüyüşlerini yaprakların

Elli bin kere duydum ölü hışırtılarını

Kunduramın altında..

Avucumda ve parmaklarımın ucunda

Ama yaprak dökümüne rastlamak

Yine de burar içimi..

Hele bulvarlarda yaprak dökümüne

Hele kestaneyseler..

Hele çocuklar geçiyorsa oralardan

Hele güneşliyse hava

Hele iyi bir haber almışsam o gün dostluk üstüne

Hele o gün sancımıyorsa yüreğim

Hele sevdiğimin beni sevdiğine inanıyorsam

O gün

Hele o gün insanlarla ve kendimle aram iyiyse

Yaprak dökümüne rastlamak burar içimi

Hele bulvarlarla yaprak dökümüne

Hele kestaneyseler.."

Zamanın keyfini ve açık hava sanat merkezi Düzce’nin tadını çıkarın.

Ama biraz dağlara ve yaylalara çıkın.

Emin olun pişman olmayacaksınız..