Şam babası, argoda sorumsuz, çocuklarıyla ve ailesiyle ilgilenmeyen babalar için söylenen bir sözdür. Bu gibi insanlar, çevrelerinde hayırsız olarak tanınır ve bilinir; bu yüzden onlara Şam Babası denir.

Şam babası, ayrıca bir tatlı ismidir. Şambaba tatlısı, yoğurt, irmik, pekmez, un, su ve şekerden hazırlanan, üzerine badem koyulup şerbetli olarak servis edilen ve oldukça sevilen bir tatlıdır. Şambaba tatlısı için, irmik ve unun birbirinin yerine kullanıldığı farklı tarifler de mevcuttur.

Gençlere mikrofon uzatıyorsunuz.

Hayat nasıl gidiyor?

Çalışıyor musun?

Hayatından memnun musun?

Bu telefonu, marka ayakkabılarını, parayı nereden buluyorsun.

Baba parası yiyoruz, annemizden alıyoruz deyince ‘’tamam ’diyorsunuz..

Ama ‘’babandan, annenden  memnun musun?’’ deyince.

Gençlere dokunma.

Ağızlarını açıp gözlerini yumuyorlar.

Anneler hep tektir.Birtanedir.

Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar sözü buradan gelir.

Ama baba çoktur.

Hatta bir sabah programında hanımefendi bana koca çocuklarıma baba çok derken ne demek istediğini anlamamıştım.

Öksüz, annesi ölmüş, yetim ise babası ölmüş çocuk.

Öksüz kelimesi, hem annesi hem babası ölmüş çocuk anlamında da kullanılır. Yani çok farkı vardır.

Bu sözcükler, ölmemiş olsalar bile anne ve babasından sürekli olarak koparılmış çocuklar ve hayvan yavruları için de kullanılır.

Bizde babalar meşhur.

Müslüm baba. Orhan Baba

Mafya babası.

Şam babası.

Bende üç evlat babası olarak kendime baba demeye çalışıyorum.

Annenin yerini apayrı tutarak gençler babalardan çok dertli.

Geçen bir kahvehanede bir abi ağlıyordu.

‘’Oturabilir miyim?’’ dedim.Yüzüme baktı ‘’buyur’’dedi.

İki çay söyleyip dertleştik.

İşsiz babayı biraz dürttüm tabiri caizse hem ağladı, hem döküldü.

Çalışıp getiren baba.

Okutup cebine harçlığı koyan baba.

Üniversiteye gönderip dolmuş parası ödememek için 5km yürüyüp oğluna para gönderen baba.

Oğluna, kızına iş arayan baba.

Elektrik, su, doğal gazı ödeyen baba.

Üstüne giymeyip , çocuklarının üstünü başını giydiren baba.

Kendisine pazardan, alıp çocuklarına marka alan baba.

Market,pazar poşetleri getiren baba.

Kirayı ödemek için kara kara düşünen baba

Kredi kartını ödemek için ek iş yapan mesai yapan didinen baba.

Hayatın çilesini iliklerine kadar çeken baba.

Seni everip, ev,eş,hane sahibi yapan baba.

Ama 29 yaşına gelmiş evde her gün 500 gr soslu mısır tüketen, 1 paket sigara içen, 2,5 colasız yaşayamayan, bilgisayar karşısında geceler boyunca oyun oynayan sen..

Üretmeden, emek vermeden, hak etmeden tüketen sen.

Babanın bulduğu işte sadece 1 gün çalışan sen.

Baban tuşlu telefon ,anne eski 2.el telefon kullanırken annen sana son çıkan telefon almak için temizliğe giden ve annene babana zulmeden sen.

Mikrofon uzatınca boynundan büyük cümleler kuran sen.

Ülkeyi kurtaran sen.

Sana göre her gün bayram hergün festival ama askere gitmeden ülkeyi kurtaran sen

Unutma, gelecek sizin,büyüklerimiz bu dünyaya kazık çakmadı, kimse ahirete giderken dünyadan bir şey götürmedi.

En zengini bile bir kefenle gitt.

Sana bir tavsiye.

Lafla peynir, ekmek gemisi yürümüyor.

Hayat sana "al babayı" demeden önce bir harekete geçmesi gereken sen.

Sana bir hikaye anlatayım.

 Bir gün yetiştirme yurdundaki 3 çocuk Kur'an-ı Kerim'i okur ve orada "Rızık Allahtan'dır" yazısını görürler.

 Onlar da der ki demek ki Allah rızkı gönderiyor biz hiçbir şey yapmayalım. Aradan zaman geçer ve bir gün hayırsever biri gelir ve çocuklara yemek dağıtır.

Diğer kalan çocuklara yemek gelmez ama onlar da sesini çıkarmaz. Ancak çocuk oldukları için açlığa bir gün dayanabilirler. Ertesi günü yardımsever adam yine yemek dağıtmaya gelir ve aralarında en küçük olan öksürmeye başlar. Öksürük sesini duyan yardımsever adam o tarafa döner ve der ki "Biz size yemek vermedik açsınız galiba". Bunun üzerine çocuklara yemek verir.

 Olaydan sonra aralarında konuşan çocuklar şuna karar verir "Allah rızkı gönderiyor hiçbir şey yapmazsak bir kez öksürmemiz lazım" Kadere inanırız ama bir şeyler de yapmak lazım".

Yoksa babalara geliriz..