‘’Neşet Baba’nın ardından..
Bakılmaz mı gözden, gözden
Dökülen yaşa
Gör ki neler geldi o garip başa
Aman, aman, oy

Hasret etti bizi gama gardaşa
Bir ayrılık bir yoksuzluk biri de ölüm
Aman, aman, oy
Bir ayrılık bir yoksuzluk biri de ölüm
Aman, aman
O ne anlam dolu bir deyiştir öyle.Yoksulluğu damıtmadan yoksuzluk galina olmadığını düşünerek acaba yöreye özgü bir deyiş midir bu yoksa sadece Neşet Ertaş baba mı böyle yorumlamıştır, yoksulluk derken dili mi sürçmüş(!) türküyü bilemiyorum.
Ayrılık ayrı bir şey.
Ölüm apayrı bir şey.
Ama yoksuzluk herkesin anlayamayacağı bir hal..
Ama bildiğim bir şey var.

Ayrıca google bir ayrılık bir yoksuzluk bir ölüm yazınca 'bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm mü demek istediniz' diyor ya, gel de deli olma!
Google akıllı asistanı dahi yoksuzluğu çözememiş..Çünkü Karacaoğlan varken  teknolojiden yoksundu dünya..
Sadece Anadolu toprakları nasibini almıştır Kartacaoğlan’dan
 Hayır kardeşim yoksuzluk demek istedim. Neşet Ertaş babanın dediği gibi demek istedim.
Tanım yapmaya gerek olmayan deruni bir eylem ciltlerce kitap yazabilecek bir sofistike bir mana.
Çünkü Neşet Ertaş öyle söyler ki parçayı, yoksuzluk duygusunu tanımayan dinleyici dahi derinden hissedebilir nasıl bir hiçliğe tekabül ettiğini anlar bir anda bu nasıl bir duygudur deyip kaptırıverir kendini..

Birbirinden ayrılmayan bu ölüm, ayrılık ve yoksuzluk teması Karacaoğlan'ın çileli hayatından çıkıp gelen sözlerdir, biz Neşet Ertaş’ın biliriz amaonundur. 
Neşet Ertaş bu yokluğun ağrısını özgün sazı ve üslubu ile abdal geleneğinin uzun ve çilekeş ikliminden kalplerimize salan usta sanatçı aramızdan salınıp gitmesinden bu yana Anadolu dünya babasız.
Hem Neşet Baba hem de Müslüm baba kulaklarımızda silinmeyecek tınılar bırakıp bizi gittiler.
Ama bazen bir kelime paramparça eder yüreğinizi hiç sebepsiz. 
Duyup duyabileceğiniz en iç acıtan kelime. Neşet baba söylediğinde de insanın ciğerini söker.
Yok bile yoktur o derece bir yoksuzluktur. O nedenle yoksuzluğa ulaşmak bir simurg anka kuşu olmaktır... 
"Bana öldü demeyin! yoruldu, gitti deyin.." Demişti Büyük Usta
Bütün yorgunlukların son durağıdır.
Bize de ağır gelir oldu Neşet Baba’nın yoksuzluğu.
Çünkü başkasının ağzı değdi diye aynı bardaktan su içmeyenlere inat  sevenlerinden yanık bir cigara isterken ,izin alıp ceketini çıkarırken, tel kırılsın gönül kırılmasın derken gönül tellerimizi kotara(1) kopara gitti.
Anlayabilene aşk olsun..
(1)  Kotarmak kelimesi TDK sözlüğünde  4 farklı anlamı çıkmaktadır. Kotarmak kelimesinin TDK sözlüğündeki ilk anlamı pişen yemeği başka kaba boşaltmak olarak verilmektedir. Kotarmak kelimesinin TDK sözlüğündeki ikinci anlamı hazırlamak olarak verilmektedir.
 Kotarmak kelimesinin üçüncü anlamı mecaz olarak bir işi tamamlamak ve bitirmek anlamında verilmektedir