Gelecek üreten çiftçilerin. Gıda üreticilerinin. Hollanda’nın zenginliği ABD veya Çin gibi teknoloji veya silah ürettiği için zengin değil.

Tarıma dayalı zenginlikte.

Son zamanlarda dikkat ettiniz mi. Marketler derin dondurucular ve büyük +5 derece dolaplar ile doldu.

Kemik suyu çorbasından tutun, analı kızlı çorbaya ,lahmacundan tutun ıspanaklı böreğe, hamsiden tutun kalamara, çiğköfteden tutun adana dürüme, sütlaçtan tutun pastaya her türlü hazır yemek dolaplarda.

Markette koca bir reyon çorba ve turşuyla dolu. Önünde kuyruk. İnsan çorbayı niye satın alır ki

Unu kavursan içine biraz soğan ve salça atsan çorba oluyor zaten. Lahanayı ve havucu bir bidona koyup sirke koysan tursu oluyor.

Kızlar internette menemen yapmayı bilmiyorlar. Yokluk kahvesi, yokluk yemeği yokluk ekmeği dediğimiz doğadan toplanılan bitkiler ile çay, kahve, yemek yapan anaların çocukları patates kızartmayı bilmiyorlar.

Çok mu zor yapmak da satın alıyorsun. Ben sirkeli isterim illa diyorsan elmaya, üzüme su katsan sirke oluyor.

Çorbaya aroma istiyorsan kaymak koy, yap tereyağını evde tereyağı koy. Kaynat tavuğunu tavuk suyu koy. Bulyon koy ondan sonra şifa niyetine çorba iç. Rabbim şifa versin. Bulyonun içerisindekileri oku. Bırak yemeğe koymayı evden içeri sokmazsınız.

Kremayı yarım saat yoğursan tereyağı oluyor.

Domatesi 2 saat kaynatsan salça.

Yerin mi yok. Reçel yap. Pekmez yap. Veya bul yeri müsait, temiz bir ev hanımı, anlaş para  yaptır senede bir koy kenarına.

Neymiş hijyenik koşullarda kaynamıyormuş. Çürük domatesler o kutulara çok hijyenik koşullarda giriyordu zaten. Koca koca fabrikalar etiketsiz köylüye fabrikadan fabrika üretimi köylü yapımı ürünler pazarlıyor.

Aynı ürünü 10TL ye market satarken fabrika köylüye etiketsiz bir ürünü 15TL ye oda el yapımı diye 20TL ye satıyor.

Dondurulmuş patates almak nedir bir de. Dün gördüm. Aydınpınar köyü yolunda bir marketten bir beyefendi donuk ıspanak alıyordu. Kilosu 30TL.Bir kilo patates 5 TL. ıspanak dün pazarda 7 tl idi. Yurdumun dört köşesi patates yuvası. Hatta  Düzce sebze meyve haline gidip Agria cinsi veya kızartmalık patates deyince size hal fiyatına toptan 1 çuval patates satıyorlar. Senede iki çuval alsan taşıma derdi de yok

Soğan patates. Soğan 1 tl idi sezon sonu olunca 5-6 tl ye çıktı.

Nerdeyse saksıda yetişecek. Her şey.

Soğan patatesi çuvalla koydun mu yiyecek bulmaktan korkma derdi anneannem.1 çuval bulgur 1 çuval un oldu mu kışı atlatan millet sıkıntı çekiyor. Al çuvalı koy kenara. At bodruma. Tazesi çıkana kadar ye. Bozuk veya çillenenleri dik toprağa tekrar taze taze ye.

İyotlu tuzu kolay aksın diye doldurdun tuzluğuna. Günlük ihtiyacın bir kaç gram sen iyot zehirlenmesi yaşayacaksın yakında.

Keçiler senden daha sağlıklı. Kaya tuzu al. Bir tanede el değirmeni. Sağlıklı kal.

Kaya tuzu yalıyorlar gece gündüz. Kadınlar pazarında dolu.

Gitmeye üşeniyorsan internetten al. İnternet veya aktar baharatçılarda dolu.

İçinde limondan başka her şey olan limonatalar nerdeyse çeşmelerden akacak. Limonata yapmak çok mu zor?

Eriği kaynat, limonu ovala, vişne desen öyle. İçeceğini yapmak çok mu zor?

Ha yoğurt. En kızdığım şey yoğurt. Garibim sadece sütü kaynatıp, içine iki lokma yoğurt koyunca oluyor.

Marketteki kase yoğurtlarda süt dahi yokken süt tozundan yapılan yoğurtlar veya içerisinde hiç süt olmayan peynirler. Yoğurt yedirdim sanıyorsun el kadar bebeğine.

Yoğurdunun suyunu süzsen süzme yoğurt, ekşitsen peynir.

Sonra tavuk. Kaynar suya diri diri atılıp bayıltılan tavuk neyin şifasını versin sana.

Kafese tıkıp yumurtlattığın yumurta neyin proteinini versin. Gezen tavukların yumurtalarını da biraz ararsan bulursun.

Neymiş pazarlar mikrop yuvasıymış. Marketteki hormon yataklarını ye o zaman. Köylü pazarında her şey çok uygun ve doğal. Akçakoca eski mahallede pazarda emin olun köylünün sattığı fiyatlar toptancılarda yok. Akçakoca’ya gidin bir gezin kahvaltı yapın deniz kenarında. Eski mahalleye çıkın alışveriş yapın. Ceviz iç doğal organik 75,00tl.Tranzon Hurması kurusu 50tl.Fındık içi kavrulmuş 75tl.Bu fiyatlar toptancılarda yok.

Unu, tuzu, suyu karıştırıp iki tepsi çörek yapma, fırınlardan yeşil bayraklı diye poğaça al. Kaldirik dolu dağlar topla börek yap.

Daha ne sayayım. Reçel öyle, erişte öyle, acı sos öyle, tarhana öyle. Tüm sebzeler kurutmaya müsait.

Tamam Düzce’de hava nemli kurutma biraz zor.

O zaman sobanın başında kurut.

Soğan kokusu olmayan, tencere kaynamayan bir ev yuva olmaz.

Şu “at sepete koy sofraya” mantığından artık kurtulmak lazım. Buradan da çıktık. At mikrodalga fırına çıkar koy sofraya. Ondan sonra çocuklar çok çabuk hastalanıyorlar.

Üretmek muazzam bir şey.

Tembel avrat reyonlarından miskin erkek reyonlarına devşirilen hayatımız bu hayat pahalılığında ciddi sıkıntılı geçiyor.

Hayat çok pahalı değil. Üretir isek.

Üret ye. Üret sat. Üret paylaş.

Üretmek için toprak var. Su var. Tohum var. Ne duruyorsunuz. Ek. Biç. Ye.

Hayatın keyfini çıkarmak lazım...