Parayı ilk bulan adam diğer insanlara parayı almaya nasıl ikna ettirmiş olabilir?

Adam senden buğday, nohut alıp kağıt veriyor ve seni buna ikna ediyor ilginç değil mi?

Bugünde daha ilginci kağıt parayı alıp onun yerine kredi kartı veya dijital paraya geçiliyor. Ve nakit para kayboluyor.

Kredi Kartı kullanımından Türkiye bir yılda 6 milyar dolar kredi kartı firmalarına komisyon ödüyor.

Ocak ayı itibarıyla Türkiye'de kredi kartı sayısı 119,0 milyon, banka kartı sayısı 190,5 milyon ve ön ödemeli kart sayısı 91,1 milyon adet oldu. Fakat yerli TROY kartlı kart sadece 31Milyon.

Yani kartlı soygun devam ederken şimdide diğital ve kripto soygun dönemi başladı.

Bitcoin, Satoshi Nakamoto adını kullanmış bilinmeyen bir kişi veya grup tarafından 2008'de icat edilmiş bir kripto paradır. Şimdi dünya buna geçiyor.

Peki değerlerimizi kripto iblisler çağında nasıl koruyacağız.

Rahmetli Doğan Cüceloğlu bir seminerinde yere bir parça ekmek koymuş ve "Bu ekmeğe basabilecek birisi var mı?" diye sormuş salondakilere. Hiç ses çıkmamış tabii. Hoca, "Sahneye gelip bu ekmek parçasına basana 100 dolar vereceğim" diye devam etmiş. Salondan yine çıt yok...

Fiyatı artırarak 5000 dolara kadar getirmiş. Bu sırada salonda bulunanlardan birisi, "Hocam, istersen 500 bin dolar ver, yine bize o ekmeği çiğnetemezsin, boşuna uğraşma!" demiş.

Doğan Hocam da, "İşte değerler eğitimi budur" diye noktayı koymuş...

Halbu ki gözden kaçan bir şey vardı burada. Ekmek bizim kültürümüzde helal kazancın sembolüdür. Bu yüzden ayaklar altına alınmasına göz yumulmaz.

Helal kazanç hassasiyeti bir kez ayaklar altına alınınca da bebek ölümleri üzerinden para kazanan çeteler ve para için her türlü pisliği yapan insan müsveddeleri gündemimizden eksik olmaz.

Kripto varlıkları, kripto insanlar, kripto paralara alıyor satıyor.

Değerlerimizde sanal olmaya bir sabah uyandığımızda kaybolmaya  devam ediyor.

Değerlerimiz elimizden uçup gidiyor.

Annem derdi ki 3 beyaz çok önemlidir.

Tuz, şeker, un bunlar yere döküldü mü süpürülüp ayak altına atılmaz.

Ayak basılmayan yere atılır.

Helal kazanç gözden düşeli değerlerimizin kıymeti kalmadı.

Namus, vatan, nimet, din, bayrak ve niceleri dikkat ederseniz sınırları o kadar genişledi ki değeri kalmadı.

Kıymet bilen yok mu derseniz var bir elin parmaklarından fazla değil.

Şimdi değer biçen insanın değeri kalmadığı için para bir kontrol hatta yaptırım aracına dönüştü.

Hatta para terbiye aracı oldu.

Toplumlar, devletler, insanlar, şahıslar para ile kontrol ediliyor.

Çok para insanı bozar derlerdi eskiler.

İnsanın mayası para değil ki bozsun. insanı bozan şey insanoğlu.

Peki insanoğlunu bozan şey nedir derseniz gören, bilen yok.

Her şey kripto olmaya başladı.

Tek kripto olmayan şey galiba ölüm…

Ölüm gerçek dünya fani..

Yaşıyoruz kripto yani.