Bugün Türkiye’de binlerce okulda buna benzer fotolar çekildi.

Oğlum Mehmet ilkokulda okuyor, evimize uzak olduğu için enbaba servis firması olarak özel servisi yapılmakta. Mehmet’i okuluna genelde ben bırakır, arada pazartesileri eski günleri yad etmek için pazartesi seremonisine uzaktan eşlik ederim. Bu hafta başı çok soğuk olmasına rağmen özellikle katılma isteği düştü içime..-18 derecede nöbet tutarak sehit olan askerler için saygı duruşu ile başlayacaktı.

Okula vardığımızda hafta başı seremonisi içinde istiklal marşı okumak üzere öğrenciler bir disiplin içinde okulun bahçesinde dizilmişlerdi. Mirza’da sarılarak benden ayrıldı aracımızdan indi arkadaşlarının yanında pozisyon alarak seremoniye dahil oldu.. Bende aracımı park edip uzaktan okulun önündeki geleceğimize bakarak onlarla saygı duruşunda bulunmak istedim.

O esnada okulun genç müdürü öğrencilerine hitap etmeye başladı.

Diğer öğrenci velileriyle beraber kapı önünde okul müdürünün konuşmasına kulak kesildim. Aslında işimde vardı iş yerini açmam ve saat 9:00 yetişmem gereken ancak merak ettim ne anlatıyor diye..

Okul müdürünün konuşmasında öğrencilerine oluşturdu muhataplık, nüktedan tavırı, tertemiz bir Türkçe ve diksiyonla hitabı ilk anda dikkatimi çekmiş, yönetici öğretmenin meramını anlamaya beni sevk etmişti..

Kaldı ki, ne anlatabilirdi ki..

Çocuktu hepsi! Bu denli disiplinli, bütün katılımcılarının dikkat kesildiği hafta başı seremonisi rutininin dışında ne olabilirdi..

Diye düşünürken, hitabın muhataplığında buldum kendimi..!

Okul müdürü, konuşmasında terör örgütlerine karşı sınır ötesinde görev yaparken şehit düşen Türk askerlerini anlatıyordu öğrencilerine!

Hür ve bağımsız bir ülke olmanın, barış ve kardeşlik içinde yaşamanın, güven ve huzur içinde eğitim görmenin ne kadar değerli olduğunun altını çiziyor, “şehitlere ölü dememeliyiz!” ‘Okuyacağımız istiklal marşının sözlerini iyi anlayarak ve şehitlerimize hitapla okumanızı rica ediyorum’ diyerek! Şehit askerlerin ne uğrunda canlarını feda ettiklerini geleceğe not düşüyordu…

Türk neslini, şehitlerin şahsi manevisine tanzime davet ediyor, Türk milletinin acısını pay ediyor, farkındalık oluşturuyor, Mustafa Kemal gibi muhataplık oluşturuyordu..

Yönetici öğretmenin, hitabında pedagojik ölçülere riayeti, yalın, samimi, apolitik ve nüktedan tavrı! İdealist bir cumhuriyet eğitmeni hali…

O gencecik yavruların, çıt çıkartmadan, ezber bozarcasına dikkatle dinleyerek karşılık vermeleri, muhataplık oluşturmaları! Akabindeki saygı duruşuna ve istiklal marşına sokaklardaki insanları katılımı…

Bu memleketin bir evladı, çocuklarının gelecekleri için hayatını vakfeden bir ebeveyn olarak beni çok duygulandırdı, gözlerimi doldurdu!

Ne kadar zengin olursanız olun çocuklarınızı gül bahçelerinde yetiştirmeyin. Hayat çok acımasızdır. Çocuklarımızın özellikle  ilk öğrenimde bir devlet okulu tedrisatından geçmeleri ne denli doğru bir karar olduğunu bir kez da idrak etmiş oldum!

Yüce Allah, evlatlarımızı emanet ettiğimiz böylesi idealist, eli öpülesi öğretmenlerimizin sayısını çoğaltsın!

Bu vesileyle şehit düşen vatan evlatlarımıza yüce Allah’tan rahmet, başta aileleri olmak üzere Türk milletine başsağlığı diliyorum.