Hafta sonu yaşadığım bir olay sonrası fikirlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Özellikle bazı yöneticileri konusunda ne kadar şanslı olduğumuzu okuyucularımın bilmesini istedim.

Bildiğiniz gibi vilayetimizde son 1 haftadır bazen çok bazen az yağmur yağışları devam ediyor. Dolayısı ile sel ve heyelan konusunda sıkıntılı olan bölgelerde de vatandaşların korkuları başlıyor. Muhtemel Akçakoca tarafında, Cumayeri tarafında ve Gölyaka tarafındaki vatandaşlar daha çok korkmuş durumdalar.

Her yağmurda o bölgelerde sel ve heyelanlar meydana geliyor. Doğal olaylar, dere yataklarında yapılaşma gibi konularla bazen sel ve heyelanlar felaketle sonuçlanabiliyor. Öncelikle bu gibi yapıların yani tehlike altında olan yapıların boşaltılması ve bölgenin yapılaşmaya kapatılması gerekiyor. Aksi halde her sel her yağmurda korkmaya devam edeceğiz.

Uzatmayalım yazının başlığına geri dönelim.

Akçakoca’ya bağlı olan Hemşin Köyü’nün hemen yanında ve Esmahanım Köyü’ne bağlanan Yenice Köyü’nde heyelan nedeniyle yolun uçtuğu yönünde ihbar alınca haberini çekmek ve vatandaşın sorununu duyurmak için bölgeye gitmek için yola çıktık.

Yolda İl Genel Sekreteri Hayri Şen’i aradım ve bölgede yaşanan sıkıntının ne olduğunu anlamaya çalıştım. Çünkü köy biraz uzak olduğu için yaşanan sorunun haberlerde yer alıp almayacağını merak ettim. Yani henüz olay yerine gitmediğimiz için ufak bir çöküntü varsa haberlerde yer almayacaktı.

Telefon ettiğim İl Genel Sekteri Hayri Şen’e yolun durumunu sordum. Burada Yenice Köyü yazdım ama giderken sadece Akçakoca, Esmahanım Köyü arasında bir yol uçtu diye ihbar almıştım.

İl Genel Sekteri Hayri Şen’e bu şekilde sordum. Yani Akçakoca ile Esmahanım arasında bir yerde heyelan var, yol kapalı diyorlar, doğru mu? Diye sordum.

Genel Sekter Şen bana köyün ismini söyledi. Yenice Köyü’nde bir sorun var. Çalışmalarımız başladı. Gece saatlerinde kontrol yaptık. Gerekli tedbirleri aldık dedi. Ben tekrar bölgeden elinizde bir fotoğraf var mı? Diye sordum. Bana 1 kare fotoğraf gönderdi. Fotoğrafa baktım ve durumun vahim olduğunu görünce bölgeye hızla gittim.

Bunu neden anlatıyorsun diye sorabilirsiniz.

Neden mi anlatıyorum?

Ben İl Genel Sekterini aradığımda bana köyün ismini söylemeyebilir, yani bunu bilmeyebilir, dur bir dakika ben seni ararım bir bakayım diyebilirdi. Ama konuyu biliyordu. Bölgede yaşanan soruna hakimdi. Aslında bölge kendisinin de bölgesi değildi. Akçakoca Kaymakamlığı’na bağlı İlçe Özel İdaresi ekiplerinin bölgeye hakim olması gerekiyordu.

İşte iyi yöneticilik böyle oluyordu. Ne kadar çok sorun olursa olsun, hepsine hakim olmak, sorunun çözüme kavuşması için ekipleri en iyi şekilde koordine etmek gerekiyor. Ben İl Genel Sekterine başka bir köyü sorsam eminin orayı da bilecekti. Çünkü gerçekten işini iyi yapıyor. Bahanelere yer yok. Ben seni sonra ararım demek yok. Yada açmayabilir telefonunu çünkü işi çok.

Buna benzer birkaç il müdürü daha var Düzce’de. Yardımcılarım yapsın ben en son imzalarım diyen ama konuları bilmeyen il müdürleri de var. İşte sorunlardan haberi olmayan il müdürleri başarılı il müdürleri değiller.

İl Müdürü yönettiği kurumunun babası, annesi, ağabeyi gibidir. Yani il müdürlüğünü bir ev olarak düşünürsek il müdürü o ailenin o evin reisidir. Bir baba, bir anne çocuklarının sorunların bilmez mi? Bilmesi gerekir. Yoksa çocuklar kendi başlarına kalırlar ve aile düzeni bozulur. İl müdürlükleri de bu şekildedir.

Öncelikle İl Genel Sekteri Hayri Şen’e Düzce’nin sorunları ile yakından ilgilendiği için teşekkür ederim. Hayri Şen beyle birlikte diğer bu şekilde çalışan il müdürlerimize de teşekkür ederim. Allah sizden razı olsun. Şahsi olarak hakkım varsa helal olsun.

Allah iyi yöneticileri başımızdan eksik etmesin.

Kalın sağlıcakla…