Bir eğitim-öğretim yılının daha sonuna geldik. Çocuklarımız büyük bir emekle, çabalarıyla, gözyaşlarıyla, bazen gülümsemeleriyle dolu bir dönemi geride bıraktı. Şimdi ellerinde karneler… Kimisinin yüzü gülüyor, kimisinin içinde kırgınlık. Ama unutmayalım: Karne bir çocuğun değil, sadece bir dönemin aynasıdır.

Çocuklarımıza söylememiz gereken en önemli şey şu: Siz bir karneden ibaret değilsiniz. Rakamlardan, notlardan, çetelelerden ibaret değilsiniz. Hepiniz biriciksiniz, değerlisiniz. Ve bu tatil, her şeyden önce dinlenmeyi, oyun oynamayı, bol bol kitap okumayı, iç sesinizi duymayı hak ediyorsunuz.

Sevgili veliler,

Lütfen karnesi düşük diye çocuğunuza öfkeyle yaklaşmayın. Çünkü not, sadece akademik bir sonucu ölçer. Ne hayal gücünü, ne merhametini, ne yolda bir karıncayı ezmeden yürüyüşünü anlatabilir o kağıt. Aynı şekilde, karnesi çok iyi olan çocuklarımıza da abartılı övgülerle baskı kurmayalım. Hayatın anlamı sadece başarıdan ibaret değil. Çocukluğun kıymetini bilen bireyler yetiştirebilmek asıl başarıdır.

Tatil, sadece çalışmaktan yorgun düşmüş zihinleri dinlendirme zamanı değildir. Aynı zamanda sevgiyle, anlayışla, birlikte geçirilen zamanla dolu olmalıdır. Gelin bu yazı, birlikte vakit geçirdiğimiz, çocuğumuzu yeniden tanıdığımız, onu sadece "başarılarıyla" değil "varlığıyla" sevmeyi öğrendiğimiz bir tatil olsun.

Mutlu tatiller sevgili çocuklar… Gönlünüzce oynayın, bol bol gülün.

Ve unutmayın: Notlar değişir, ama kendinize duyduğunuz güven sizinle kalır.