CHP, herkesin malumu olduğu üzere Türkiye’de olduğu gibi Düzce’de de ana muhalefet partisi olarak siyasi hayattaki yerini koruyor. İktidardan çok, muhalefette kalmayı tercih edercesine bir tutumları var.

Düzce’de de aynı durum mevcut. Sanki bu siyasi tercihler kendilerinin sırtına yapışmış bir türlü bırakmıyor.

Tabi başlıkta acınası halleri dedik ama partinin yöneticilerinin insani yada kişisel olarak böyle bir durumu yok. Hepsi kendi alanında iyi bir iş insanı yada sevilen, sayılan kişiler.

Siyasi kimliklerinden bahsediyorum.

Düzce’de özellikle CHP’nin muhalefet yapma konusunda eksikleri var.

Acınası durumları ise siyasi olarak şu şekilde;

Hedefleri sadece iktidar partisinin yanlışları. Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü yada AK Parti il başkanı, milletvekilleri yanlış yapsa da eleştirsek derdindeler.

Tabi eleştiri olacak. İyi, güzeli göstermek için, yaşadığımız Düzce’yi daha iyi yerlere götürmek için yapılmayan için uyarı yapılacak. Yapılanlar için ise teşekkür edilmesi bilinecek.

Eleştiri yapmak sadece kendince yerden yere vurmak değildir.

Eleştiri yaparken, eksikleri söylerken birde üzerine çözüm önerisi sunmak gerekiyor.

Örneğin, Asar Deresi üzerindeki köprüleri yaptınız ama fiyatını açıklamıyorsunuz, köprüler çirkin oldu gibi eleştirilerin yanına, çözüm önerilerini de koymak lazım. Şimdi yapılan bir şeyi eleştirmek yerine varlığını kabul etmek en doğrusu olacaktır.

CHP eleştirdi diye kimse Asar Deresi üzerindeki köprüyü yıkmaz.

Biraz dik duracak muhalefet mesela.

İktidarın yaptıklarına karşı açıklamalar yapıp, sonra iktidar partisinin temsilcileri ile koşa, koşa fotoğraf verirsen adama gülerler.

Düşünsenize, doktora muayene oluyorsunuz. Doktor senin kalbin var, tansiyonun var, şekerin var, kan değerlerin düşük diyor. Karşılığında ise şu ilacı kullanacaksın demiyor. Öl diyor.

Muhalefette aslında doktor gibidir.

Hastalığı teşhis eder, sonra ilacı söyler.

Önemli olan yaşadığın şehrin daha iyi olmasını sağlamak değil midir?

Yada hastalık olduğuna inanılan faaliyetleri engellemektir.

Düzce’de muhalefetin buna da gücü yetmiyor.

Sadece iş bitiyor, her şey ortaya çıkıyor. Yalan, yanlış bilgiler, gaza gelmelerle açıklamalar yapılıyor. Mevzu gündemde olmak, sözde halkın yanında olmak.

E siz kendi içinizde muhalefeti istemiyorsunuz. Akçakoca’da gördük. İlçe başkanını görevden aldırdınız.

Yada sizin milletvekiliniz hiç mi birilerine torpille iş bulmadı.

Bulmadı diyemezsiniz.

Kendisini Düzceli gibi gösteren delikanlı ağabey, Sarıyerli Rıdvan Bilgin CHP dahi olmamasına rağmen, yerel seçimlerde CHP’nin değil İYİ Parti adayı Mehmet Keleş’i desteklemesine rağmen oğlu kimin danışmanı olarak görev yaptı yada yapıyor. Bu torpil değil midir?

Her neyse, derine girmeden ben şahsi olarak muhalefetten beklentimi anlatmak istedim.

Dedim ya doktordur benim için muhalefet. Hastalığı teşhis etmişse, ilacı da yazacak.

Kalın sağlıcakla…