Son günlerde Düzce’nin sokaklarında, kahvelerinde, iş yerlerinde kulaktan kulağa yayılan bir söylenti var. Herkes ‘MÜFRETİ’ diyor. Müfteri arıyor, müfteri açıklama yapmış. Ancak merak edilen bir soru: "Kim bu müfteri?"

Müfteri, iftira atan, gerçeği çarpıtarak insanları yanıltan anlamına gelir. Ancak bu kavram, Düzce’de bir kişiye ya da bir olaya mı işaret ediyor, yoksa toplumsal bir rahatsızlığın simgesi mi? Bu sorunun cevabı hala net değil.

Söylentiler bazen zararsızdır, bazen de bir çığ gibi büyüyerek insanları karalamaya, ayrıştırmaya kadar gider. Şimdi sokakta her kesimden insanın aklında şu sorular var:

Bu müfteri gerçekten bir kişi mi?

Yoksa uydurma bir karakter mi?

Birilerinin çıkarları için mi ortaya atıldı?

Düzce, birbirine sıkı sıkıya bağlı bir toplumdur. Ancak böyle söylentiler, insanların arasına görünmez duvarlar örmeye başlar. Bizi biz yapan değerlerimizi korumalıyız. Eğer bir gerçek varsa, delillerle ortaya konmalı. Yoksa bu tür söylentiler, toplumda gereksiz huzursuzluk yaratır.

Halk olarak bize düşen görev, bu tür dedikodulara kapılmadan sağduyulu davranmaktır. Çünkü müfterinin kim olduğu kadar, iftiranın neden ortaya atıldığı da önemlidir. Acaba birilerini susturmak mı amaçlanıyor? Ya da dikkatleri başka bir yere mi çekmek isteniyor?

Sonuç olarak, "Kim bu müfteri?" sorusu elbette bir gün cevabını bulur. Ancak biz, doğruluğundan emin olmadığımız hiçbir bilgiye inanmadan, birlik ve beraberliğimizi bozmadan yolumuza devam etmeliyiz. Çünkü iftiralar geçici, ancak kardeşlik kalıcıdır.

Kalemimizin mürekkebi adaletten yana olsun, dilimiz hakikati söylesin!

Kalın sağlıcakla…