WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05362004002

Muzaffer Fırat

Muzaffer Fırat
Muzaffer Fırat
Tüm Yazıları
EKMEK ASLANIN AĞZINDA MI?
1.07.2024

 

Bu görgüsüzlük dünyasında maddi imkansızlıkların, yüksek enflasyonlarda özellikle alım gücünü düşürmesinin insan üzerinde meydana getirdiği değişik psikolojik hallerin, kişinin günlük yaşantısına yansıdığı ilmi bir gerçektir. Ülkemizde ve dünyada yaşanan ekonomik krizin insanımızın psikolojisini yıprattığı giderek değiştirdiği artık gözle görülür bir hale gelmiştir. Hatta gözle görülmesine gerek yok gözümüze zornan sokulmaya başlamıştır.

 

Ciddi boyutlara ulaşan maddi sıkıntılar sebebiyle insanımızın ikili sohbetlerinde eski güzel günlerinden bahsetmeye başladığını görüyoruz.

 

Bir bakıyorsunuz 30 yıllık müzik parçaları trend olmuş.

Bir şahinden Coşkun Sabah son ses

 

Bu akşam içimde hüzün var

Gözümde canlandı anılar

Ağlamak istiyorum, haykırmak istiyorum

Bu akşam içimde hüzün var

 

Diğer bir son model arabada

Zakkum hayatı zıkkım edercesine damardan giriyor.

Bir yanda yaşanan o güzel günler

Bir yanda anılar bir yanda dünler

Seni yaşatacak neler var neler

Bir gün gitsen bile hatıran yeter...

Bir gün gitsen bile hatıran yeter...

Bilinmez neleri getirir zaman

Bilinmez neleri götürür zaman

Aşka bir hatıradır maziden kalan

Bir gün gitsen bile hatıran yeter...

 

Herkeste bir teselli hali mevcut.

Elden bir şey gelmeyince bağlıyoruz melankoliye.

 

 Kimi eskiden kazandığı paralardan, kimi  işlerin birbirini kovalamasından bahsedip, bir bakıma teselli bulmaya çalışıyor. Hangi meslek gurubundan olursa olsun, birçok kişinin eski günlerine büyük bir özlem duyduğu apaçık görülüyor. Kazanılan paralardan, işlerin çokluğundan bahsedilerek, o günlerin ne kadar güzel olduğu hatırlanıyor. Havalar nasıl, işler nasıl gidiyor gibi sohbetler artık yapılmıyor. Bunun yerine kaybedilen mazinin tekrarı izleniyor durmadan.

Ama ne yazık ki bu hatıralar karın doyurmuyor.

 

Şimdilerde insanımızın hasretle andığı o günler, çok geride kaldı ne yazık ki. Ekonomik sıkıntıların devam etmesi, kişiler üzerinde daha derin ve daha ağır yaralar bırakıyor. İnsanlar içine düştükleri durumun ağırlığından olsa gerek, bir çıkış yolu arıyorlar. Farklı yollar deneyip başarısız olduklarında ise, hayal kırıklıkları daha da artıyor.

Emek edip, vakit harcayıp bir iş veya ürün meydana getirenler, bu işin karşılığını alamayınca veya iflas edince moral olarak adeta çöküyorlar. Her işi kitabına uygun olarak yapmalarına rağmen, neden başarısız olduklarını merak ediyorlar. Sürekli düşünen, sürekli tartan ve sürekli başarısız olan insanlar ne acıdır ki, psikolojik olarak çöküşe geçiyorlar.

 

 Ne yazık ki toplumun durumu bu şekildedir. Moraller çökmüş bir vaziyette ne yapacağını bilmez, geleceğinden endişeli bir toplum haline geliyoruz artık. Maddi sıkıntılarımız bizi kendi kimliğimizden yavaş yavaş uzaklaştırıyor. Sıkıntıların boyutları arttıkça, insanlar ruh halleri de değişim gösteriyor. Artık daha kırılgan, daha sinirli ve tahammülsüz insanların sayısı giderek artıyor.

 

Bireyler işsizlik veya maddi sıkıntılar nedeniyle alım gücünü kaybediyor. Bu da, kişinin  aile içerisindeki saygınlığının yavaş yavaş yok olmasına neden oluyor. Kişi işsiz kaldığı için çalışanlara karşı farklı duygular beslemeye başlıyor.Kısacası işsiz kalan ve para kazanmayan kişilerin ruh dünyaları tamamen değişiyor.

İşsizliğin ötesinde işe gittiği halde bir evi ayakta tutmaya yetmeyince gücümüz başlıyor hazine avı, kumar, sanal bahis ve çöküş derinleşiyor.

 

Peki bu değişimin önüne nasıl geçilebilir? Elbette bu sorunun cevabı çok basittir. İnsanların maddi sıkıntılarını son erdirerek. Enflasyonu düşürerek. Alım gücünü artırarak. Fazla ve katma değerli ürün üreterek. Cari açığı düşürerek.

 

Ülkemizde son zamanlarda yıllarda  izlenen yanlış ekonomik politikalar ve pandemi sonrası dünyanın içerisinde bulunduğu durum nedeniyle, bireylerin iş bulma veya para kazanma hatta kazandığı para ile hayatını idame ettirme olasılıkları gün geçtikçe azalıyor. Eskiden aslanın ağzında olduğu iddia edilen ekmeğin şimdi aslanın neresinde olduğu herkes tarafından merak ediliyor.

Bence o ekmek aslanın anılarında..

Bu durum Dünyada siyasi savrulmalarında beraberinde getiriyor.

Ve bir şeyi daha..

3. Dünya Savaşı denen bize hazırlanan kanlı yemek ve bu kriz bir çöküşle son bulmaz ise ayağa kalkmak sanki güçleşecek..

Birde Gazze’deki çocukların ahı tutarsa…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.