Günümüz biri bizi gözetliyor dünyasında teknoloji hızla gelişip yayılıyor ve aynı zamanda iletişim alanında da sınırları ortadan kaldırırken kişisel bilgileri de sır olmaktan çıkarmıştır..

Özellikle internet tabanlı sosyal medya, bireyler ve kitleler arasında zamandan ve mekandan bağımsız olarak iletişim kurulmasını sağlamıştır. Hatta bildirim göndererek istediği bilgi ve haberi insanoğlunun istemi dışında gözüne sokmaktadır.

 İnteraktif bir iletişim olanağı sunan sosyal medya, hayatın her alanında olduğu gibi siyasal ve sosyal çevrelerde de etkilerini oldukça göstermektedir. Sosyal medya geleneksel medyaya göre daha etkili bir iletişim aracı haline geliyor ve bunu aktif kullanan muhalefet iktidarın dev medya kanallarını yer ile yeksan ediyorek son 10 yılda herkesin trol dediği sosyal medya etki ajanlığı olarak gördüğüm bir iş kolu Türkiye’de etkin kullanılmaktadır. Bu etkinlik tuşlu telefon kullanan dar kitleleri değil daha fazla genç ve orta yaş grubundaki halk kitlelerini akıllı telefon bağımlılığı olanları etkilemek için  etkin kullanılmaktadır.

Ortadoğuda ki halk hareketleri olarak bilinen Ortadoğu'da diktatörlük rejimlerine karşı halk ayaklanmalarında sosyal medyayı ilk kez kamuoyunu yönlendirmede etkili bir araç olarak görüyoruz. Facebook, X,Tiktok, Instagram ve Youtube gibi sosyal medya araçları etkili bir şekilde kullanılmış ve kitleleri eyleme geçirme konusunda başarılı olmuştur. Türkiye’deki gezi olayları da bir sosyal medya darbe girişimi olarak algılanmalıdır. Sosyal medya darbeleri başarılı olmuştur ya da başarılı olabileceği anlaşılmıştır.

15 Temmuz 2016'da Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızan FETÖ'cü bir grup asker Türkiye'de darbe girişiminde bulundu. Ancak bu girişim Türk kamuoyunun büyük direnişiyle kısa sürede sona erdi. Halkın bu hain girişimi duyması, örgütlenmesi ve meydanlarda darbeye karşı mücadele etmesi konusunda sosyal medyanın rolü büyüktür.

Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sosyal medya üzerinden canlı bir bağlantı kurarak halkı demokrasiyi savunmak için sokaklara ve meydanlara davet etti. Bu davet Türkiye'de darbe girişimini engellemek için yapılan en etkili eylemdir.

Sosyal medya aracılığı ile darbe de yapabilirsiniz darbeye de engel olabilirsiniz.

Şimdi ise  televizyon kanalları etkinliğini ve cazibesini yitirir iken yeni Z kuşağı artık televizyon izlemediği gibi kendisi bir youtube kanalı kurup aktif bu alana çıkabilmektedir.

Bir zamanlar yeraltı dünyası ve siyasetin gözdesi Sedat Peker  “Bir tripot, bir kameraya yenileceksiniz.” diyerek YouTube fenomeni oldu. Hatta yayınladığı videolar milyonlar izlendi.

Ak Parti internet medyacılığını aktif kullanan Ak Partinin dışladığı tüm gazetecileri hemen hemen pasifize ederek iki çaylak gazeteci Adem Metan ve Hüseyin Taha Karagöz ile bu alanda etkisiz etkinlik göstermeye çalışmakta.

Fakat bu 2028 e doğru sosyal medya seçim stratejisi çerçevesinde bir strateji belirleyip AK Parti kendi yönetim kadrosunu yenilerken medyadaki yandaş medya yüzlerini mutlaka değiştirmeli ve internet gazeteciliğine azami önem vermelidir.

Yerel yönetimlerde de siyasiler kendilerine sosyal medya ekibi hatta gönüllü trol orduları oluşturmalıdırlar.

Aksi durumda bir telefon bir mikrofona yenilemeyecek bence bakan yoktur. Düzce’de yerel seçimlerde ciddi iki üç hata yapmayıp 3-4 kişilik Düzce’li ekip ortaya koyabilseydi türkücü Davut Güloğlu başarı gösterip belediye başkanlığı koltuğunda oturuyor olabilirdi. Davut Güloğlu ve sosyal medya ekibinden sadece eski bir Ak Partili olan Erdem Bayram sosyal medya çalışmaları üzerinden Düzce’de  %30 oy alabilecek kabiliyete ulaşılmasını kimse yadırgamamalıdır. Bu durumun çok iyi analiz edilmesi gerekmektedir.

Mehmet Keleş daha fazla bilinen bir siyasi aday idi. Davut Güloğlu’nun belki 100 katı fazla bütçe de kullanmış olabilir. Fakat bırakın başarılı olmayı eski siyasi propaganda teknikleri ile kaybolup gitti.

Aksi durumda sosyal medyanın gücünü test etmek bir sonraki seçimlerde yüzlerce ünlünün siyasette yer alacağının etki göstermeye çalışacağının da göstergesi olarak önümüzde  bir çok örnek durmaktadır.

Etki ajanlığı ülkelere yön verirken etki gazeteciği ve sosyal medya içerik üreticiliği de yerel yönetimlere seçimden seçime ciddi etki etmektedir.

İddalı bir cümle yazarak bu yazımı bitireyim.

Davut Güloğlu’na seçimi yerel gazeteciler kaybettirmiştir. Bunu kendi partisi yöneticileri dahi söylemektedir.

Peki kazanması için ne yapması gerekirdi.

Düzce Ticaret Odası gibi 1000 TL reklam verip basit bir basın toplantısı için telefon davetine tıpış tıpış giden gazeteci oluşturmak çok ucuzdur ve basittir.

Bunu yapabilirlerdi.

Yapmadılar. Kaybettiler..

Ama bize bir seçim çalışmasının nasıl yapılıp nasıl yapılmayacağını gösterdiler.

Kalın sağlıcakla..