Dünya’da ki pandemi sonrası oluşan tedarik zincirindeki kırılma sonrası oluşan hiper enflasyonist ortam ve sağımızdaki solumuzdaki savaşlar nedeni ile oluşan hayat pahalılığı herkes gibi bizleri de zorluyor.

Buda ne kadar boş tencere iktidarı devirir desek de güvenlik endişesi ve barış huzur ikliminin devamı insanları devletten yana tavır koymaya itmektedir.

Fakat son zamanlarda özellikle seçmenin Ak Parti’ye ders vermek istemesi intikama dönüştürülerek ülke zor duruma düşürülmek istenmekte.

Bugün bir parkta oturdum.

Düzce Belediyesi temizlik görevlileri işlerini yapıyorlardı.

Yan tarafta bankta oturan bir hacı amca hem Milli Gazetesi’ni gazetesini okuyordu hem de çalışmaktan terlemiş temizlik görevlilerine laf atarak ‘’seçim yaklaştı belediye harıl harıl çalışıyor’ dedi.

Beş sene seçil. Çalışma yat. Seçim geldi mi Ak Parti bakın çalışıyor.

Bir tanesi işine devam ederken diğeri üzerine alınıp cevap verdi.

Beyefendi ben 15 yıldır belediyede çalışıyorum.

Mehmet Keleş zamanında zamanın da maaş alamadık. Hatta bazı aylar yarım maaş aldık. Evimizin elektrik faturalarını ödeyemediğimiz zamanlar bilirim.

Bazı zamanlar içeride 2-3 maaş alacağımız vardı. Fakat o zaman nasıl çalışıyor isek şimdide aynı çalışıyoruz. Bu gördüğünüz parkı oturduğunuz bu bankın yerinde peşkeş çekilmiş etrafı teller ile örülü peşkeş çekilmiş bir lunapark vardı.

Son 5 yıldır maaşımızı tam zamanında aldık.

Her işyerinde sıkıntılar olur ama huzurumuz yerinde.

Bu seçimde de maaşımızı ödeyemeyene mi, sevgilisinin uzaklaştırma verdirdiği adı çapkın şarkıcıya çıkmışa mı vereceğiz.

Bu seçim Türkiye için genel seçimlerden daha önemli.

Bu zamanda macera aramak bize yakışmaz. Yediğimiz ekmeğe nankörlük olur.

Düşman pusu kurmuş biraz sendelememizi bekliyor.

PKK ve DEM CHP ile kent uzlaşısı altında Akparti belediyeleri almasın diye ittifak kuruyor. PKK’yı belediyeler aracılığı ile belediye meclislerine taşıyor. Hatta bazı yerlerde DEM’li adamları CHP’den aday gösteriyor.

Adamlar birlik oluyor.

Bizden dediğimiz Gelecek,Saadet ve Deva partililerde Akparti ,MHP kazanmasın diye çalışıyor.

Şimdi de onlar bitti. Erbakan Hoca’nın oğlu çıktı.

Rakip birlik olmuş olmaz dediklerimiz hep bir araya gelmiş bizim dost bildiklerimiz onların değirmenine su taşıyor.

O da aynısını yapıyor. Allah aşkına türkücüden belediye başkanı mı olur. Herkes işini yapsın gitsin şarkısını türküsünü söylesin ne anlar belediyeden. Belediyecilikten.

O anlar aşktan sevdadan.

Babasını iktidara getirip benim gibi sucuk gibi terletenlerin gözüne girmek için uğraşanlarla milletin işi olmaz.

Milletten de oy çıkmaz dedi.

Sen geçen seçimde Kemal Kılıçtaroğlu’na oy isteyen arkasında reklam veren ‘’Hak geldi batıl zail oldu’’ yazan gazeteni okumaya devam .

Hak böyle gelir batıl zail olur. Amenna. Fakat sizler gibi yaparsak batıl böyle gelir hak zelil olur.

Çok işim var dedi. Süpüre süpüre izmaritleri uzaklaşıp gitti.

Ben sadece izliyorum.

Dilim tutuldu.

Arkasından gidip ismini sordum önemli değil dedi.

Söylemedi.

Teşekkür edip ayrıldım. Bu konuşmayı da yazacağım dedim.

O da yaz sıkıntı yok.

Biz işimizi yaparız Allah rızkımıza kefil.

Ama zor zamanlardan geçiyoruz.

Bu kardeş dediğimiz insanların bu hali beni çok üzüyor dedi.

Müsaade istedi.

Bir temizlik görevlisi olayları çözmüş derken arkasını dönüp şöyle seslendi.

Millet ders vereyim derken dersini almak isterse yapacak bir şey yok.

Akıllı olmak şart.

Müslüman akıllı olur.

Vatanını seven akıllı olur.

Aklı olan bunlara pirim vermez, oy vermez.

Ben inanıyorum milletimizde vermeyecek.

O seçim bu seçim değil.

Çok çalışmak lazım.

‘’İşin özü çalışmak’’ dedi.

Ders almak istersen bir temizlik görevlisinden dahi ders alırsın…

Almak nasip ise..