Bu günlerde bir söze çok takılmış durumdayım.

Bir futbolcu söylemiş galiba.

"Bir erkek saatte 10 dolar kazanan bir McDonald's çalışanına aşık olabilir. İltifatlar edebilir, onu delicesine sevip evlenebilir. Ama bir kadın McDonald's'ta 10 dolara çalışan bir erkeğe asla aşık olmaz. İşte bu yüzden asla ama asla eşit olamayacağız."

Şanlıurfa'da yaklaşık 8 ay önce kullandığı otomobilin sulama kanalına devrilmesi sonucu eşi ve 5 çocuğu hayatını kaybediyor ve hikaye başlıyor.

Baba Hasan Çetin, aracı kullanan ve kazaya sebep olan kişi kaza sonrası bunun bir kaza olduğunu söyleyip timsah gözyaşları dökmüş.

Eşi ve 5 çocuğu ölen Hasan Çetin, bu süre içerisinde başka bir kadınla evlendi.

Hayatını kaybeden Özlem Çetin'in ailesi, bir televizyon programına katılarak olayın kaza olmadığını iddia ediyor.. İddialar üzerine harekete geçen polis ekipleri, Hasan Çetin'i gözaltına alıyor.. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şahıs, nöbetçi mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyor.

Fakat kaza olmadığı ortaya çıkıyor.

Yerel gazetelerde evlendiği kişi ile kazadan önce tanışık olduğu vb durumlar olduğu yazıyor.

Kadının ailenden kurtul seninle evlenelim dediği iddia ediliyor.

Soruşturmayı derinleştiren güvenlik güçleri, yeni deliller elde ederek Hasan Çetin'i dün gece saatlerinde savcılığın talimatıyla yeniden gözaltına alıyor. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şahıs, "birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderiliyor.

Bir baba bir bayan için eşini ve 5 çocuğunu gözünü kırpmadan katletmiş ise bize bir azabın gelip bulması yakındır.

Özellikle bir erkek 3 şeyden uzak durmaz ise yapamayacağı şeyleri tahmin dahi edemezsiniz.

Alkol, kadın(zina), kumar bu 3 illet için yaptıramayacağı hiçbir şey yok.

Hanımefendiler bir erkek olarak söylemeden geçemeyeceğim.

Bayanlar ve baylar vallahi bana kızmayın ama insanoğlu çok tehlikeli olmaya başladılar.

Erkekleri ve kadınları vahşi bir yaratığa dönüştüren bir duruma biz nasıl geldik.

Adalet konusunda güven çok azaldığı için herkes cezayı ve adaleti kendi sağlar duruma gelmiş durumda.

Yediklerimize içtiklerimize ne karışıyor ise insanoğlu insanlıktan çıkar oldu.

Arif Nihat Asya bir şiirinde ne demişti.

Bize bir nazar oldu Cumamız Pazar oldu

Ne olduysa hep bize azar, azar oldu

Ne şöhretten hastayız, ne de candan hastayız

Ne ruhça ne vücutça ne de kandan hastayız

Avrupa’ya bir değil iki pencere açtık

Uzun yıllardan beri cereyandan hastayız

Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz

Yaklaştıkça her sene öz yurdumda yılbaşı

Yapılır milletime Frenkçe sahte aşı

Buna ağlar ağacı hem toprağı, taşı

Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz

Sen Hıristiyan mısın? Diye sorsan darılır

Yılbaşında hindi kaz yemesine bayılır

Çam deviren hindi ki nasıl mümin sayılır

Bilmiyoruz çoğumuz ne edip yapıyoruz

Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz.

Bir baba eşine ve 5 çocuğuna nasıl kıyar? Vallahi akıl sır ermiyor.

Sosyal bir çürüme bizi sardı.

Yedi başlı dev aile kurumunun başına çökmüş durumda ve bizi buradan yıkıyorlar... Ölen annenin bir sözüne uyarlayarak bir cümle ile bitireyim.

O şöyle bir şey demişti.

Ölmedim ama içimde sağ kalan kimse kalmadı.

Sosyal medya da aile öldürmedi  ama yaşayacak halini de bırakmadı..

Onsan sonra da bir Ankara şarkısı neden gündem oluyor.

Herkes gemileri yakarken birileri aileyi ateşe atmış keyfine bakıyor.

Hangi şarkı mı?

Dilber evin barkın yok mu?

Hep aklımda duruyorsun

Gelip de yanağımı sıkacağına

Hep canımı sıkıyorsun

Can sıkıcı olaylar duymaya, görmeye devam ediyoruz..