27 Mayıs 1960 tarihinin genç Türkiye Cumhuriyeti’nin bir kara leke olarak tarihe geçecek ilk darbesini yaşadığını “Kendilerine Milli Birlik komitesi adını veren Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bazı general ve subayların oluşturduğu 38 kişilik bir grup tarafından gerçekleştirilen darbe sonrasında, bütün antidemokratik yöntemler devreye sokuldu.

Ve 40 yıllık askeri kara delik dönemi başlamış oldu.

Türk demokrasisini uzun yıllar hatta 40 yıl gibi etkisinde tutacak Türkiye’nin kara deliği de tüm bu olaylarla açılmış oldu. Kara deliklerin ışık dahil etrafındaki her şeyi emmesi, değişime uğratması gibi, 27 Mayıs darbesi demokrasiyi yutan, özgürlükleri yok eden ve toplumu karanlığa sürükleyen bir hareket olarak ortaya çıktı. Normal siyasi süreçlerin dışında gerçekleşen her olay kendi kaotik etkilerini de beraberinde getirir. Zayıflatılan demokrasi ve insan hakları, kısıtlanan ifade özgürlükleri ve artan toplumsal huzursuzluk, darbenin siyasi çekim gücünün kaotik bir sonucuydu.

Ve 2000 yıllarının başına kadar Ak Parti iktidarına kadar devam etti.

Bu kara deliğin Ak Parti iktidarı ile kapatılması ancak 15 Temmuz 2016 yılında yapılan darbeye kadar azalarak devam etti.

Fakat 2000 li yıllarda özellikle büyükşehirlerde başlayan Ak Parti belediyeciliği ile başka bir kara delik ülkenin başına musallat oldu.

20 yıldır kimsenin hesap soramadığı, astıkları astık, kestikleri kestik olan belediyeler milletin başına bela olmaya başladı.

Yerel belediyelere verilen yetkiler o kadar önemli ve çok ki resmi mafya gibi çalışan bir belediyecilik anlayışı hasıl oldu. Ve ülkemizin kara deliği her şeyi yutan hesap vermeyen ve milletin vergisini emeğini sömüren sitemin açık kapısı belediyeler oldu.

 Bir başkan veya bir parti şehri ele geçirip artık o ilin veya ilçenin veya beldenin padişahı oluyorlar.

Türkiye’de bunu da maalesef Ak Parti başlattı. Fakat bu kara deliği tepe tepe kullanan CHP belediyeleri oldu. CHP belediyeleri ne kimse ses çıkaramadığı için top yekün bir belediyecilik sistemi maalesef kara delik oldu.

Ve ülkemizin enerjisini, sermayesini, girişimci ruhunu ve hayallerini yağmalamaya bitirmeye başladı.

Bunun önüne kim geçebilir.

Bir büyükşehir belediyesinin altında onlarca merkezi ilçe belediyeciliği bu kara deliğin en bariz örneğidir.

Bundan nemalanan halk mı bir devrim yapacak.?

Ya da bu siyasi sistem mi?

Yoksa buna karşı savaş açan yeni bir siyasi oluşum mu?

Ya da 23 Mart Ekrem İmamoğlu operasyonu bunun sonunun başlangıcı mı?

Ya da bir savaş mı?

Görünen o ki tüm siyasiler bu halden memnun.

Halkın malı, parası, mülkü deniz yemeyen keriz..

Belediyeler ile istediğimizi yaparız..

Sosyal medya belediyeciliği ile hiçbir şey yapmadan da biz oyu alırız..

Yapmış gibi yaparız sizin aklınızı , oyunuzu, paranızı almaya devam ederiz.

Cep delik, cepken delik,

Kol delik, mintan delik,

Yen delik, kaftan delik,

Kevgir misin be kardeşlik !

Belediyeler kevgire dönmüş herkes altına ters şemsiye tutuyor..

Ve belediyeler bir kara delik olarak ülkeyi yutuyor..

İnsan iki şeyi görmezmiş.

1. Olmayanı.

2. Hep yanında olanı.

Halkımızda maalesef artık sosyal belediyeciliği görmüyor sosyal medya belediyeciliğini gördüğü için yine görmüyor.

Kalın sağlıcakla..