Satın alınabilen her şeye mal denir.

O malın yürüyor, konuşuyor ve gaflet delalet, ihanet ile nefes alıyor olması bir şeyi değiştirmez.

CIA eski yetkilisi Michael Scheuer, “Şu an en büyük umudumuz, Şiileri ve Sünnileri, kanları kuruyuncaya kadar birbirleriyle savaştırmak” demiş.

Şimdide birileri Türk Kürt savaşı bitmesin diye uğraşırken bir yandan da Sunni-Alevi çatışmasını sahaya sürmeye çalışıyorlar.

Birileri bizi birbirimize kırdırmak istiyor.

Mezhepçilik yapmamak ve bu ateşi söndürmek zorundayız. Bunu herkes kabul ediyor. Ama pratik olarak ne yaparsak mezhepçilik yapmamış oluruz?

Ne yaparsak kendimizi ve coğrafyamızı korumuş oluruz?

Bunun uygulamadaki karşılığı nedir ve nelere dikkat etmek gerekir?

Bence herkes yarayı kaşımayı bırakıp yangına su yaraya merhem olmalı.

Fırat’ın doğusuna geçemezsiniz diyenler vardı.

Ne oldu?

Bazı günahlar tek başına işlenmez. Mezhep çatışması için de her zaman iki tarafa ihtiyaç vardır. Bu kanlı ve gözü yaşlı çarkı döndürmek için tek bir tarafın günahı, ahlaksızlığı veya budalalığı yetmez. Bir tarafın mal olması yeterlidir.

 O taraf ne yaparsa yapsın kaybetmeye mahkûmdur. Kullanılan alınan satılan her şeyin bir değeri vardır. Fazla veren düdüğü çalar.,

Sağlıklı kalmayı başaran, mezhepçilikle enfekte olmuş unsurların kavganın içine çekmek için yaptıkları can acıtıcı bütün  hamlelere ve onların diline teslim olmayan, sadece mezhep savaşını önlemekle kalmaz, moral üstünlüğü de eline alır.

Türkiye Suriye’de sazı eline almış durumda.

Ama bizim CHP sınırın sıfır noktası gidip Esad’a bu sevgi pıtırcığı Esad’a bu kanlı savaşı durdurmasını söylemedi.

Sesini çıkarmadı. Esad ailesi, Suriye'nin Lazkiye bölgesinin Kardaha şehrinden olan Arap Alevi bir ailedir.

Ama CHP bugün Lazkiye’de oynanmak istenen oyuna sınırın sıfır noktasından odun atma gayretinde.

Bölgede bir deniz fenerine veya bir mihenk taşına ihtiyaç var ve buna en uygun konumdaki ülke olarak Türkiye’ye daha büyük sorumluluk düşüyor.

Bu sorumluluğu maalesef şu an sırtlayan lider Sn Devlet Bahçeli. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan’a ilk kez 'terörist elebaşı' yerine 'PKK’nın kurucu önderi' olarak hitap etti..

Ertesi gün  Mazlum Kobani ile Suriye devleti anlaşma yaptı.

Devlet Bahçeli ömrünün son deminde barışın altından heykelini dikmek için nefesinin sonuna kadar çalıştığını görmeyen savaş çığırtkanlarına inat Ağrı dağı gibi devletin ve hükümetin arkasında durmaya devam etmektedir.

Rojova da devrim yapıldığı yazılıp, çizildiğinde, bu bir devrim değildir, Abd nin kontrolünde devrim olmaz demiştik.ABD birkaç dolara satın alır kullanır bırakır demiştik.

Bugün gerçekler gün yüzüne çıkıyor. Rojova’da devrim mevrim olmadığı anlaşılıyor.

Maalesef ki insanlar anlamakta zorlanıyor ve anlamak istemiyor. Gerçekler hep yanlız tıpkı Devlet Bahçeli gibi kalıyor.

 Gerçekçiler hep yalnız kalıyor, ben zaten bazen yalnız hissediyorum kndimi.. İçimden yazmak bile gelmiyor.

Yazık çok yazık dün Filistin’de Gazze’de, Hama’da , Humus’ta soykırım yapılırken sessiz kalanlar, kısık ses ile tepki göstermiş gibi yapanlar bugün Suriye’de Alevi katliamı var deyip insanları duyarlı olmaya ve tepki vermeye çağırıyorlar. Hatta bazıları bunu provokasyon noktasına getiriyor.

Hep yazarım, insanlar güvenmek değil inanmak istiyor derim.

CHP’ye bu millet inanabilir fakat maalesef güvenemiyor. Güven vermiyor.

Fakat insanlar yalanlara ve dolanlara inanıyor ve yalanlar ile yaşıyor. Güven olmadığı için bu durum tepkilerin güçlü olarak sokağa yansımasını engelliyor.

İnsanlar provokasyonlarda yer almıyor.

İmamınoğlu’na bakın  CHP’nin kalesi İzmir gibi bir yerde bile çok fazla dinleyici ve destekçi bulamadı. Çünkü insanlar Ekrem’e güvenmiyor, İzmirli güvenmiyorsa ülke içinde hiç güvenilirliği yoktur.

Şunu anlayın...100 yıldır Kürtler ve Aleviler üzerinden oyun kuranların oyunları bitti.

Sebatayist kafalarca düzenlenen oyunlar sona erdi. Hatta ülke içindeki devrim ve sosyalizm oyunları da sona erdi...

Sosyal demokrat görünme oyunu da bitti.

200 yıllık kurgu ve yalanlarda sona erdi.

Geçen yüzyılın siyasetleri ve ideolojileri ile bu yüzyılın sorunlarını çözemeyiz, dünyayı değiştiremeyiz.

Devrimci arıyorsanız Recep Tayyip Erdoğan’a bakınız.

Devrim nasıl yapılır görmek istiyorsanız Devlet Bahçeli’nin yaptıklarına söylediklerine bakınız.

Burnunun önünü göremeyenler millete yön veremez.

Game Over...

Oyun Bitti...

Haydi güzelim tatil sana yakışıyor.

Kıbrıs Barış Harekatı'nın ikinci safhası "Ayşe tatile çıksın" parolasıyla başladı.

Şimdi de Ekrem tatile çıksın İstanbul’da çok çalıştı.

Hakkıdır.

Dünya yanarken Ekrem saçını taramaya devam etsin.

Çünkü barış diye bir derdi yok.