WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05362004002

Avrupalı

Avrupalı
Avrupalı
Tüm Yazıları
Bir Hilal Uğruna Ya Rab! Ne Güneşler Batıyor…
15.07.2021

Her insanın hayatında olduğu gibi ülkemizin de tarihinde defalarca yaşadığı dönüm noktalarından biriydi 15 temmuz. Öyle bir geceydi ki ‘Ya İstiklal Ya ölüm!’ diye sokağa fırlayan atalarımızın asil kanlarını damarlarında taşıyan torunları yine sahnedeydi. O gece verilen tüm şehitlerin hikayesini ailelerinden dinlediğiniz zaman hepsi abdestini alıp, temiz kıyafetlerini giyip düğüne gider gibi bir huşuyla,tek bir tereddüte düşmeden evlerinden çıkmışlardı. Ee ogün onların Şeb-il Aruzuydu ondandı o metanet, o huzur. 


Tarihe olan bağım ayrıdır, ki bizim gibi şanlı tarihe sahip her birey gibi en büyük övüncümdür her gittiği yere adalet, eşitlik, huzur, refah, medeniyet götüren Ceddim. Hep okurdum kitaplardan büyük komutanları, yanlarındaki insanları, milyonlarca insanın hiç düşünmeden ölüme koştuğu o muharebeleri. Hele o kurşunların havada çarpıştığı Çanakkale Zaferi yok mu her okuduğumda gözlerimden yaşlar süzülürdü. Aklımda hep şu soru vardı, beşer olduğumdan ve ölümden mümkün olduğunca kaçmak için kodlandığımızdan,  o kadar kolay mı hiç düşünmeden, dimdik, silahsız ölüme yürümek? Yüreğimizden geçeni geçmeden önce duyan Rabbim benim bu sesimi duymuş ki sorumun cevabını 15 temmuz gecesi yaşayarak öğretti. Öyle bişey ki yaşayan bilir içinde korkunun enstantenesi yok, ne bir endişe, ne bir huzursuzluk büyülenmiş gibi düşünmeden beyninle değil yüreğinle hareket ediyorsun. Tabi tüm bu olaylar olup herşey bittiğinde kendine diyorsun ki ya ne safım en azından evden bi bıçak alsaydım ölsem bile en azından kendimi savunacak bişeyle savaşarak ölürdüm.


Yaşayan herkesin anlatılmaz yaşanır diye tabir ettiği, üzerinden yıllar da geçse hatırladıklarında kalplerini hızlıca çarptıran gece… Tarihe bakacak olursanız tüm savaşlarda gerçekten inanmış bir halk ve ordu bir de onların içindeki ruhu ayağa kaldıracak bir lider  vardır, Ertuğrul Gazi’den tutun da Kanuni Sultan Süleyman’a, Fatih Sultan Mehmet’e ve Ulu Önder Atatürk’e kadar. Eğer ki halk liderine güvenirse onunla ölümüne gider, gidermiş de yaşadık gördük. Yine o geceye dönecek olursak  ortalık öyle karışıktı ki, TV’de bilgi yok her yerde Sayın Cumhurbaşkanımızın öldürüldüğüne yakalandığına dair kirli spekülatif bilgiler, yaşananlar için kimi darbe kimi tatbikat diyor, herkes ne yapacağını bilmez bir halde endişe çukurunu içinde yüzüyordu. Hayatımda cevabından en çok korktuğum mesajlardan birini işte o gece attım aslında ‘Abicim Reis iyi mi?’ o cevabın süresi o kadar uzun o kadar uzun geldi ki bildirim gelince açmaya korktum. Üzerimdeki tonlarca ağırlığı alan o cevap ’iyi, durmayın sokağa çıkın’  ne yapmam gerektiğini bilmeden kendimi sokağa attığım o anlar meydanda gördüğüm kucağında bebeğiyle bir anne, yaşlı bir teyze ve ellerinde bozkurt işaretli ülkücü gençler, bir de atm.lerde kuyruk oluşturmuş benzikliklerde sıralar oluşturan arabalarına bavul taşıyan insanlar nereye gideceklerse artık…

İşte tarih tekerrür ediyordu cephaneye bebeğinin battaniyesini mermilere saran anne, orduya cephanelik taşıyan Nene Hatun, Annelerin kınalayıp gönderdiği Mehmetler ve bir de menfaatlerini vatanından önce tutup tıpkı kurtuluş savaşında olduğu ülkesini düşmana bırakanlar. Hepsini o gece gördüm, sonra birden herkes gelmeye başladı gelenlerden duydum ki Sayın Cumhurbaşkanımız uçaktan bağlanmış ve ben buradayım hadi sokaklara demiş. Kefenimi giyip geldim sözünün gerçekliğini orda tüm Dünya’ya ispat etmiş. Bir anda sokaklar doldu muhtaç olduğumuz kudretin damarlarmızdaki asil kanda mevcut olduğunu hatırladık. 


Tarih her dönem o dönemin şartlarına göre lider çıkartmakta ki bu milletin üstüne lider çıkartabilen hiçbir millet yok tarihte. Şimdi her zamanki gibi ötekileştirmeye çalışan gafiller benim tek bir bayramım var 29 Ekim diye paylaşımlar yapıyorlar, ah be gafil kardeşim sen bunu söylediğinde 23 Nisan’ı, 29Mart’ı, İstanbul’un fethini, Müslamaların zaferi Bedir’i tüm bunları kabul etmiyorsun. Bunları da geçtim toplumu ötekileştiriyorsun. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil ama herkes karşı tarafa saygı duymak zorunda unutma.


İnsanlığın oluşumundan beri Hak ve batın savaşı hep vardı ve var olacak ancak sonunda Allah kimin yanındaysa o kazanacak ki kusursuz bir şekilde,yıllarca ilmek ilmek en ince ayrıntısna kadar planlanan 15 temmuz kalkışmasının seyrini nasıl ki tek bir yiğidin sıktığı kurşun değiştirdiyse, haberli, planla, ayağa kalkanlara rağmen nasıl ki sadece lideri çıkın dedi diye ne olduuğunu bile anlamadan sokağa fırlayan halk bozduysa bunlar herkesin planı varsa Yüce Yaratıcının planın herkesten üstün olduğunun en büyük delilidir. 


Bitti mi? Hayır bitmedi. Ogün FETO adı altında hayat bulan bu oyun daha önce siyasi görüş ayrılıkları, mezhep ayrılıkları, dil, din, ırk adı altında çeşitli isimlerde karşımıza çıkmıştı zaten ve yine farklı isimlerle çıkıcak. Öneli olan uyanık olup burdan başka vatanımız olmadığının bilincinde ülkemiz için gerektiğinde tek yürek olabilmek. Ama bu savaşlar sadece savaş meydanında da kazanılmıyor,aldığımız bu bayrağı layıkıyla zirveye taşımak adına ilim, bilim alanında da kendimizi yetiştirmeliyiz. Gerçek liyakat sahibi gençlerin önü açılmalı, hayati pozisyonlara kellesi gitse ülkesinin menfaatidışında hiçbirşeye izin vermeyen insanlar oturmalı. Yok mu? Tabi ki  var, var ki zaten bugün 15 temmuzu kutlayabiliyoruz ama sayılar çoğalmalı, en en en elzemide yetiştirilecek nesillere şanlı tarih ezberletilerek değil hissettirilerek anlatılmalı. Bu ülkeniz artık kurban edicek ne gencecik fidanları, ne de hala vicdani yükolarakherkesin aklındaolan Menderesler’i var. Mehmet Akif’in de istiklal marşının dizelerinde dediği gibi;
‘’Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangiçılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim,bendimiçiğner aşarım.
Yırtarım dağları,enginlere sığmam,taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benimiman dolu göğsüm gibi serhaddim var,
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
‘Medeniyet!’ tek dişi kalmış canavar ?’’

Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı Yazırmasın…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.