WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05362004002

Düzceli Yusuf Bey

Düzceli Yusuf Bey
Düzceli Yusuf Bey
Tüm Yazıları
NARİNLERİN BABASI KİM? NARİNİN BABASI KISIR MI?BÜYÜK SIRRIN BEDELİNİ ÖDEYEN ÇOÇUKLAR..
10.09.2024

 

Ülke olarak büyük travmalardan geçiyoruz.

Büyük travmalar böyle zamanları çok sever.

Fakat biz baba kime deriz biliyor musunuz?

İlk başta her çocuğun biyolojik olarak dünyaya gelmesine sebep olan kadın ve erkekten oluşan ailenin erkeğine baba diyoruz.

Batıda her gün televizyonlarda izlediğimiz  DNA testi ile babanın baba olmadığını duyduğumuz fakat yaşam bicimi olarak artık bize dayatılan neslin ve ailenin bozulmasına sebep olan aile dışı yaşam ve ilişkiler toplumu maalesef bu konuma getirdi.

Bunu anormal olarak görsem dahi artık normal gelmeye başladı.

Dedemler 3 kardeşler. Hasan dedemin ilk evliliğinde çocuğu olmaz. Doktora giderler fakat bu zamanki gibi tüp bebek vb çocuk edinme teknolojileri gelişmemiş birde doğru bulmazlar başka tedavileri.

Hasan dedemin çocuğu olmayan eşi gider yaşı biraz geçmiş Anadolu dilinde evde kalmış bayana derki.

Benim çocuğum olmuyor. Evleneli 5 sene oldu. Sen de kocamla aynı yaştasın istersen seni babanlardan isteyelim.

Ben sana yardım ederim der.

Hasan dedemin ilk eşi gider eşine 2. eşini ister ve düğün yapmadan bir adamın ikinci eşi oldu demesinler diye imam nikahı ile  aile arasında bir merasim ile evlenir. Hasan dedemin 2 oğlan 3 kız çocuğu olur. Hasan dedem hakkın rahmetine kavuştu ama eşleri ve çocukları halen bir arada yaşarlar ve sağdırlar.

Bu örneği neden verdim.

Doğuda özellikle namus diye insanların bir birini, çocuklarını, kızlarını ,oğlanlarını gözünü kırpmadan katleden ve kan davalarına dönüşen mevzulardan çok bildiğimiz durumların sosyal baskı ve feodal ağalık sisteminin getirdiği dayatma maalesef bu durumları sıradanlaştırarak halkı kendi içerisinde adalet arama ve ceza verme durumuna itmiş durumda.

 

Dün Diyarbakır’da bir dostumu aradım. Narin mevzusu konusunda yerel halk medya ne anlatıyor deyince bir gerçekliği anlatayım dedi.

Doğuda her yerde olur demiyorum fakat bir kız ile oğlan evlendirilir. Genellikle gelin ve damada yeni bir ev açılmasından çok aynı evin bir odası tahsis edilir. Aynı evde hep beraber yer, içer, yatar, kalkar hayatlarına devam ederler.

Fakat her yerde olduğu gibi bazen kadınların doğurganlığı olmaz bazen erkeklerin.

Bayanların doğurganlığı olmaz ise erkek gider 2. 3. hatta 4. Eşini dahi alır ve kendine yaşam kurar.

Fakat erkeklerin doğurganlığı olmaz ise bu erkekler için büyük bir ayıptır.

Köyde veya bulunduğu ortamda bu utançtan yaşayamaz. Ya büyük şehre göç eder.

Ya da bulunduğu köyde boynunu büker benim de kaderim buymuş der oturur beraber yaşlanır ölürler.

Fakat tüp bebek olmasına rağmen buna çok yaklaşmazlar. Bunun günah olduğunu düşünürler.

Diyanetin fetvası da bu şekildedir.

Başka bir kadının yumurtasının alınması veya kocası dışında yabancı bir erkeğin sperminin kullanılması ile bir kadının gebeliğinin sağlanması ise caiz değildir der diyanet.

Bu sefer kadın erkeğini de git bir test et diye zorlayamaz. Erkeklerin bir kısma çocuğu olmadığı için eşinin üzerine 2.3. eşini alır fakat yine de çocuğu olmaz sonra gider test olur ve kısır olduğu ortaya çıkar ama evdeki eşlerinin tamamının hakkına ve günahına girer.

Her kadının anne olmak hakkı vardır.

Esas burada problem başlıyor.

Bu sefer toplumsal baskı, namus belası evdeki kadını babanın kardeşleri ile bazen anlaşmalı bazen gizli saklı bir ilişkiye zorlar.Ve feodal yapının getirdiği baskının ve dayatmanın çocukları dünyaya gelir. Ve annenin eşinden değil de eşinin akrabalarından veya kardeşlerinde çocukları olur. Ve herkesin bir büyük sırrı olarak hayat devam eder.

Bu sır çocuklar büyüyüp bir şeylerin farkına varıp bir gariğlik olduğunu sezdiklerinde veya öğrendiklerinde bu sırrın bedelini maalesef canları ile öderler.

Doğuda kim kime dumduma. Kardeş ölür sonraki 5 sene sonra veya 10 sene sonra olan kardeşe ölen kardeşin kimliği verilir ve devam edilir. Veya eşşekten düşer, boğulur, ceyran çarpar vb olağan dışı ölümler ile çocuklar sırrın bedelini canları ile öderler.

Veya herkes sırrına sıkı sıkı sarılır hayat devam eder.

Batıda kadınlar çocuk yapmak için evlenirler doğuda kadınlar çocukları eşlerinden dolayı olmadığı zaman sırrı veya örf adetlere boyun eğer kıymetsizleşir ve hem insanlıklarından, hem kadınlıklarından, hem de anneliklerinden uzaklaşır ve büyük sırra ömür boyu hamile kalırlar.

Fakat esas sorun devlet babanın buralarda tam ve eksiksiz devlet babalığını yapmadığı için kurbanlar ve büyük sırrın çocukları maalesef toprağa düşerler. Hem de kendi öz amca, baba, dayı ve kardeşleri tarafından katledilir.

Narin’in amcası Salim Güran’ın ifadesi ortaya çıktı. Amca Salim Güran’a ‘Narin’in babası siz misiniz?’ diye soruldu. Amca soruya "Yoktur. Yok öyle bir şey" yanıtını verirken bazı sorulara ise cevap veremedi.

Bir son soru sordum bu Diyarbakırlı dostuma.

Narin gibi doğuda esas babası babası olmayan biyolojik babası farklı olan çok insan var mıdır?

Diye sordum.

Ürkütücü bir cevap:ÇOOOOKK..Peki Narinler  var mıdır başka? Cevap daha korkunç:ÇOOOOOKKK..

Kısırlık oranları toplumda yaklaşık % 10-15 civarındadır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de 2 milyon çift çocuk sahibi olamıyor ya da zorlanıyor. Hamilelikten korunmaksızın, bir yıl süreyle düzenli bir cinsel yaşama rağmen hamile kalınamaması durumunda kısırlıktan (infertilite) söz edilebilir.

Fakat özellikle doğuda ve güneydoğuda kısırlık oranları çok düşük ve doğurganlık oranları çok yüksektir. Tüik verilerine internetten girip haritaya bakarsanız dediğimi anlarsınız..

Fakat istatistik bir bilimdir. Fakat doğuda büyük bir sır vardır bu sır bir gerçektir. Bu durum bilimle uyuşmamaktadır.

Kalın sağlıcakla…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.