Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu: ''Benden sonra Nebi (Peygamber) gelmeyecek, alimler gelecek, halifeler gelecek, onlara tabi olan bana tabi olur. Onlara asi olan bana asi olur'' (Buhari 9. cild 1409.)

Şimdilerde ülkemizde hatta dünyada  binlerce alim, halife ve efendi hazretleri hali hazırda yaşamlarını sürdürmekteler.

Peygamber efendimizin Buhari’deki hadisine göre insanlar da bu halifelere tabi olup onların sözünden çıkmayıp inançlarını yerine getirme gayretindeler.

Fakat bugünlerde İsmailağa Cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun vefatı sonrası Hasan Kılıç önder olarak seçildi. Hasan Kılıç’ın vefatı sonrası farkında mısınız ortalık karışmış durumda.

Bu karışıklık ülkemizin içerisinde bulunduğu durum gibi Dünya’da karmaşık ilişkiler ağını ortaya çıkardığı gibi suiistimalleri de ortaya dökmekte ve bu durum hem siyasi olarak hem de devletler arası istihbari faaliyetlerde hatta devletleri işgal hareketlerinde ve devletleri zayıf düşürmek amacıyla açıkça kullanılmaya devam etmektedir.

Bu konuda çok ağır bir yazıda yazabilirim. Görünen köy kılavuz istemez diyerek ülkemizde Fetö’nün yaptığını bir cemaat adı altında yaptığını unutmamamız gerekir.

Bir devlet görevlisinin tarikatlere sızan istihbarat elemanlarının yatak odalarına kadar girdiğinden bahsederdi.

28 Şubat sürecinde kısa dönem Ankara’da bir ordu evinde askerdim. Her ay çeşitli tarikatlerden gelen bilgiler dolayısı ile hemen hemen her cemaatte devletin, askeriyenin bir çok elemanı olduğunu cemaate gelen veya dahil olan kişilerin ordu evlerine girişlerinin yasaklanması konusundaki yazışmalardan bilirim. Bu doğudan batıya hemen hemen her cemaatte var idi. Fakat o zamanda da ışık evleri ve Fetö’ye dahil olan diye bir yazışmanın geldiğini hatırlamıyorum.

28 Şubat sürecinde tarikat ve cemaatler eliyle Erbakan Hükümetinin düşürülmesi halen belleklerde bazıları için tazeliğini korumaktadır.

15 Temmuz daha dün yaşanmıştır.

Fakat bir kesim için Mahmut Efendi mübarek, örnek, alim bir insan olabilir.

Bu konuda istisnalar her zaman olmuştur.

Fakat ben size başka efendilerden bahsedeceğim birazda..

Kurukahveçi Mehmet Efendi.

Helvacı Hüseyin Efendi.

Sabuncu Mevlüt Efendi.

Cezeryeci Ziya Efendi.

Baklavacı Hamza Efendi.

Güllaççı Nedim Efendi.

Kolonyacı Adnan Efendi.

Lokumcu İhsan Efendi.

Tarihi Kahveci Hakem Efendi.

Aktar Cemil Efendi.

Müzisyen Tatyos Efendi.

Kuruyemişci Celal Efendi.

Çiğköfteci Hakkı Efendi.

Yahudi Musuikisinin Büyük Sesi İsak Algazi Efendi.

Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi

……..

……..

Yüzlerce örnek sayabilirim..

Efendi yunan kökenlidir. Doğu Roma'da saygı ifadesi olarak kullanılmış, Osmanlıya da geçmiştir. afendis'den efendi denildiği söylenmektedir.

Ekşi sözlükte yer alan bir paylaşımda fedakarlığın olduğu yerde fedakarlıktan faydalanan birisi vardır. Hizmetin olduğu yerde hizmet edilen birisi vardır. Sama fedakarlıktan bahseden bir adam, kölelerden ve efendilerden bahsediyordur. Ve efendi olmak istiyordur.

Bence Türkiye’de efendi artık amacı dışına hizmet eder oldu. Efendiler ve çocukları hatta torunları  hiç çalışmadan holdingler, lüx arabalar, şatafatlı düğünler ile birer ticari elit müessse ortaya çıkardılar. Siyaset buradan beslendiği gibi buralarda siyasetten imtiyaz alır hale geldiler. Hatta ne istedilerse verilir hale geldi.

Soner Yalçın’ın Efendi kitabını okumak lazım.

Osmanlıdan Cumhuriyete geçerken genellikle gayrimüslimlere ‘’efendi’’ Müslüman tebadan ileri gelenlere ‘’bey’’ demişler.

Ama günümüzde her şey karışmış durumda

Milleti avlamak için kullanılır oldu.

Efendi kimdir o zaman?

Vatandaş için millet için köylü milletin efendisidir dersek galiba yanılmayız.

Bu arada bizim ismimiz de neden Düzce’li Yusuf bey diyenlere bir açıklama yapmış olduk.

Kalın sağlıcakla..