WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05362004002

Düzceli Yusuf Bey

Düzceli Yusuf Bey
Düzceli Yusuf Bey
Tüm Yazıları
KADERİMİZ BENZEMESİN. FİLİSTİN VE KIBRIS
20.12.2023

 

Filistin hakkında geçtiğimiz günlerde bir konferans oldu.

Çok az insanın katılım sağladığı bir konferans idi.

Milli Savunma Üniversitesi rektörü Prof. Dr.Erhan Afyoncu’ya  konferansın sonunda soru cevap kısmında  bir soru sordum. Konu Filistinliler Yahudilere toprak sattılar deniliyor. Bu Filistin topraklarının %1-2 si olabilir.

Kıbrıs’ta da ciddi topraklar Yahudilere satılıyor. Bu doğru mu? Burada bir işgal tehlikesi var mı?

Kıbrıs’ta da özellikle Kuzey Kıbrıs’ın İsrail’e bakan güney tarafında çok ciddi satışlar var.

Çok ciddi arazi satışları var.

Bununla ilgili araştırma yapmaya başladım.

Bizi Kıbrıs’la meşgul edip Yunanistan üzerinden vurup Güneydoğu Anadolu’dan mı vuracaklar.

Amerika boşuna Karaağaç’a yığınak yapmıyor. Yunan adalarına limanlar ve askeri üstler inşaa etmiyor.

Kıbrıs’ta önlem almak için geç kalınmaması gerekir. Siyonistler Filistinlileri sevmiyorlar ve vahşice öldürüyor soykırım yapıyorlar bu onların bozulmuş kutsal kitabında yazıyor. Ama Türkleri de onlardan daha fazla sevmiyorlar.

Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de Hatay’ı da içine alan bir Davut koridoru inşa edilmesine Türk Devleti Pençe Kilit vb operasyonlar ile dur dedi. Ama şimdilerde ABD,  Suriye’nin güneyinden Irak’a ve İran’a uzanan “Davud Koridoru” olarak adlandırılan proje ile PKK-PYD üzerinden Irak-İsrail arasında hem ekonomik hem de güvenlik koridoru kurmak istiyor.

İsrail’in güvenliğini sağlamak için Türkiye’nin Suriye’de etkin olması engellenerek PKK-PYD Devleti kurulacak ve bu devletin görevi İsrail’in güvenliğini sağlamak olacak. Irak-Suriye-İsrail güzergahın da denize ulaşacak bu koridor, İran ve Türkiye’ye karşı bir duvar görevi görecek.

Bu köşede savaş kapımıza dayandı derken anlatmak istediğim budur.

Bize ABD niçin uçak satmıyor.

Bakın Avrupa’da uçak satmayacak.

Biz dönüp mecburen ya Çin yada Rusya’dan uçak alacağız.

Alır isek bizi Nato’dan çıkarmak ile tehdit edecekler. Ve şehirlerimizi Özellikle İzmir, Bursa, İstanbul, Kocaeli, Sakarya gibi ekonominin lokomotifi şehirlerimizi 1 haftada yerle yeksan ederek bizi bir Yunan ve Türkiye savaşına sokacaklar. Tıpkı Ukrayna Rusya savaşı gibi.

Siz Rusya’nın Ukrayna ile savaştığını mı zannediyorsunuz.

Nedeni şu bizi Yunanistan üzerinden bir Nato ve Türkiye savaşına sokup meşgul ederken, Güney Kıbrıs Rum kesimi hem Kıbrıs’ın tamamının yetkili devleti ve AB üyesi olarak Nato’yu davet edecek.

Kuzey Kıbrıs’ı aynı Filistin gibi işgal edecekler.

Bu arada da Kuzey Suriye ve Kuzey Irak bölge merkezli bir Güneydoğu Türkiye’yi içerdeki işbirlikçiler ile işgal etme planı var.

Bu durum siyasi olarak denendi. Türk Milleti izin vermedi.

Hendek operasyonları ile denedi. Türk devleti izin vermedi.

Başka senaryolar deneniyor ama hep Türk milletinden dönüyor.

Bu önümüzdeki yerel seçimler çok önemli.

Bir piyonun önü açılarak İstanbul üzerinden satrançta vezir olması sağlanmaya çalışılıyor. Bakalım millet bunu görebilecek mi?

Neyse Kıbrıs hakkında yazıyorduk.

Bunun için bazı önlemlerden bahsediliyor.

Lisanslı olmayan emlakçıların ticaret yapması yasaklanacaktır. Bu İranlılar, Ruslar ve Ukraynalılar gibi çeşitli yabancı ulusların talebinde büyük bir düşüşe yol açacak.

Bir arsanın değer şu an 100bin dolar ise bazı emlakçılar 1Milyon dolara aynı arsaları satabiliyorlar.

Arada korkunç bir uçurum var.

Bu durumun esas nedeni Türk lirasının son 7 yılda değeri %1000 azalmış durumda.15 Temmuz 2016 yılında dolaş 3,00tl iken bugün 30 TL lere gelmiştir.

Noterlik satış sözleşmeleri artık geçerli olmayacaktır. Bu günlerde arsa satışları Türkiye’de noterler üzerinden tamamen yapılır oldu. Çok büyük kolaylık olsa dahi bence çok yanlış ve memleket meselesi olması gereken bir durumdur.  Alıcılar ve satıcılar artık devlet vergilerinin tamamını ödemekten kaçınamayacak (alıcı/satıcılar toplam olarak %9 ödüyor). Tapu dairesindeki satış/alış işlemler avukat, noter ve tapu daire memurlar tarafından 'gözetim' altında yapılacak.

KKTC vatandaşı olmayanların taşınmazı satın alması devletin onayına tabidir. Hükümet bu kişiyi araştıracak. Bu 12-24 ay kadar sürebilir. Yabancı alıcılardan gelen talebin azalması mülk ve arazi maliyetlerini düşürecek.

Ama bu durum bu çözümler ile çözülemeyecek olup esas mesele milli bilinç olmalıdır.

Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Dışişleri Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde gündeme gelen KKTC'de yabancılara toprak satışı konusu ile ilgili Bakan Fidan'ın verdiği bilgilere göre, KKTC’den mülk alan yabancılar arasında İsrail vatandaşları 12. sırada yer alıyor. İlk sıralarda ise İngilizler, İranlılar, Ukraynalılar ve Ruslar var. Yani resmi kayıtlar adada bir örtülü İsrail işgali olduğu iddiasını yalanlıyor. Ancak işin bir de görünmeyen tarafı var. Oradaki gerçekler biraz can sıkıcı.

KKTC eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın Özel Kalem Müdürü ve gazeteci Sabahattin İsmail’in iddiasına göre adada İsrail pasaportu ile mülk alanların 12. sırada olduğu doğru. Fakat Rusya, Ukrayna, İngiltere, Almanya ve Türk pasaportu ile mülk satın alan binlerce de Yahudi var.

KKTC’de faaliyet gösteren 3 büyük inşaat şirketinin sahipleri KKTC vatandaşlığı almış Yahudiler. Asıl büyük toplu alımları da bunlar yapıyor! Sabahattin İsmail, Yahudilerin kontrolündeki bu şirketlerin resmiyette KKTC şirketi olarak görüldüğünü ve adada binlerce dönüm arazi kapattığını söylüyor. Bu iddiasına dayanak olarak da Karpaz Gate Marina’yı yapan David Levis adlı İngiliz vatandaşını gösteriyor. Levis, Dünya Siyonist Kongresi ve İsrail tarafından İsrail’e yaptığı hizmetler sebebiyle ödüllendirilmiş bir isim!

 İsrail ve tüm dünyadan Yahudilerin Kıbrıs adasına olan ilgisinin öyle sıradan ve kendiliğinden gelişen bir ilgi olmadığı çok açıktır.. Kıbrıs adası Yahudilerin “Arzı Mevud” toprakları içinde yer alıyor. Sadece adanın kuzeyinde değil Rumların kontrolündeki güneyinde de çok aktifler.

Gazze meselesi ortaya çıktıktan sonra birdenbire gündeme gelen “Larnaka-Gazze İnsanı Yardım Koridoru” projesinin asıl amacı acaba ne? Dertleri gerçekten insani yardım faaliyeti mi yoksa Kıbrıs’ı İsrail için ikinci bir vatan haline getirecek adımlardan birini mi atmaya hazırlanıyorlar?

Okuduğum bazı yazılarda ana fikir olarak şöyle diyor.

Yazılarda Kıbrıs’ın Akdeniz’in en stratejik noktası ve Türkiye’nin milli güvenlik meselesi olduğunu hatırlatıyor ve şöyle devam ediyorlar: Batı dünyası ve İsrail’in ana amaçlarından biri Türkiye’yi saf dışı bırakarak adayı işgal etmektir.

Kıbrıs düşerse Akdeniz düşer. Akdeniz düşerse Anadolu düşer. Siyonist Yahudilere toprak satışları konusunda Kıbrıs Türk halkını uyarıyor ve bu sessiz işgale dur demeye davet ediyoruz. Kıbrıs, Filistin olmasın.

Başka bir iddalı bir şey daha yazacağım.

Son Kıbrıs seçimlerinde Türkiye’nin hatta Recep Tayyip Erdoğan’ın bu olayları görmesi neticesin de  direk olaya el koyması ile seçim Türkiye’nin desteklediği Ersin Tatar kazanmıştır.

Kıbrıs Türkiye’nin 82.ili gibi olarak olmaz ise Kıbrıs için çanlar çalarken Anadolu için alarmlar ötmeye başlamış demektir.

Ve biz görebiliriz belki ama çocuklarımızı büyük bir savaş bekliyor.

İsrail’in veya büyük abisinin(ABD) bize acıyacağını mı düşünüyorsunuz?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.