WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05362004002

Düzceli Yusuf Bey

Düzceli Yusuf Bey
Düzceli Yusuf Bey
Tüm Yazıları
‘O’ (MUHSİN YAZICIOĞLU), inançlarınızı meclis'e taşıyacaktı.
25.03.2022

İster paranoya densin ister komplo teorisi üreteci densin çok da önemli değildir bu saatten sonra.

Türkiye’de siyaset arenasından milletin üstünden veya altından değil milletin içinden sessiz sessiz ağlar gibi bir Anadolu yiğidi göçtü gitti.

Çok dürüsttü. Çok temizdi. Çok iyi idi.

İlk seçim sloganı gibi O, inançlarımızı Meclis’ taşıyacaktı.

Bu inançtan kasıt dini inançlar sadece değildi.

Onu en güzel anlatan cümleler şunlardır galiba.

"Şimdi bakın yoldan geldik, yola gideceğiz. Hiç birimizin garantisi yok. Şurada ayakta duranın da, oturanın da garantisi yok. Yani, ruh bir saniyeliktir. Püf dedi mi gitti. Bunun da nereden geleceği, nasıl geleceği, ne şekilde yakalayacağı belli değil. Bir saniyenize bile hakim değilsiniz. Bir saniyesine bile hakim olamadığımız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için, bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz. Allah’ın izniyle hayatım boyunca hep böyle gittim. Allah’ın izniyle, olsak da milletle olacağız. Olmasak da milletle olmayacağız. Yarın Ahirette Allah, bize "Niye iktidar olmadın?" diye sormayacak. Sorsa da "Vermediniz" diyeceğiz."

Net ve çok kibarca açık.

 Fakat  memleketi Sivas dışında vefa ve oy göremedi.%1-2 nin üzerine çıkamadı. Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur.

Muhsin Yazıcıoğlu ilginç bir liderdi. Aldığı oyun 10 katı özgül ağırlığı ve karşılığı olan bir liderdi.

Hak baki oldu öldü öldürüldü. Suikasta kurban gitti. Hepsi bir yana bizim tarlamızı bizden önce sürmüşler diyecek kadar içinde bulunduğu ortamı çok iyi tespit eden bir bilgeydi.

Ancak, herkes helikopterin içinde iken Yazıcıoğlu'nun helikopterin dışında olması, ve belki de olayın tek tanığı haberci İsmail Güneş’in 112 yi arayıp konuşmasına yardım istemesine rağmen çenesi kırık ve  ölüp yok olması , ‘’bu arkadaş kim yaa’’ dedikten saniyeler sonra telefonun kesilmesi akla suikasti, burunlara da pis kokuları getirmektedir ki, yakın tarihimiz ve siyasi geçmişimiz bu türden arap saçı ölümlere şahit olmuştur.

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu “adam gibi adam”dı. Hz. Ömer’in tarifinde yer alan; “doğru, dürüst, mert, babayiğit, er ve eren” nitelemelerini gerçekten hak eden ender bir şahsiyetti. Malum 28 Şubat döneminde, sürecin mimarı olan Çevik Bir paşa  “5milyon insanı kesmekten” söz edince, “Türkiye Suriye olmayacaktır; gerekirse 5 bin insanla dağlara çıkarız” diyecek kadar babayiğitti.

Ve dediğini yapacak kadar en önde de gidecek kadar sözünün eriydi.

"Namlusunu millete çevirenlere selam durmam" sözü kıyamete kadar unutulmayacaktır şüphesiz.

Hem meclisteki yasa teklifleri ve konuşmalarıyla hem de 55 yıllık yaşamında her zaman dile getirdiği Türk kimliğiyle birçok gencin bilinçli yetişmesinde pay sahibi oldu. Türkiye'nin sağlığı için milli hassasiyetlerden hiçbir zaman ayrılınmaması gerektiğini söyledi. Demokrasiyi savunurken Türk milletinin menfaatini hiçe sayan batı baskısından hiç korkmadı. Yürüyüşünde hiç yılmadı, çok kısıtlı imkânlara rağmen gidilmedik köy bırakmadı. Yürürken de ölümü göze aldı.

Her Türk gibi ata binmeyi çok severdi, yazın gittiği köyünde atın üstünde trenlerle yarışırdı. Şehadet şerbetini içerken Mamak Cezaevi’nde yazdığı "Üşüyorum" şiirini Türk milletine bıraktı. Bitirirken bir Türk gibi düşleyen ve düşünen İsmet Özel'in Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümü hakkında söylediklerini paylaşmak isterim.

 

"Muhsin Yazıcıoğlu öldükten sonra yaşadığından daha tesirli oldu denemez.

 Muhsin Yazıcıoğlu zaten gittikçe tesirini artıracağı için, eğer Türkiye bir şekilde başkanlık rejimine geçtiği takdirde Türkiye'de Muhsin Yazıcıoğlu'ndan başka Türkiye'nin başına geçecek adam kalmadığı için öldürüldü. Yani, vakitlice onun cismini ortadan kaldırdılar. İsmi daha çok büyüdü mü? Hayır. Bunda da en büyük kabahat BBP'lilerindir... Bakışlarımızla, birbirimize ne nazarla baktığımızla, biz bir müşterek saha temin etmiş idik..."

 

Kendisi yaşatılmadı lakin ismi, şahsiyeti ve hedefleri bu milletin yüreğinde yaşayacaktır.

Doğan Hoca’nın dediği gibi “Makam, mevki, rütbe, unvan; bunların hepsi cekettir. Ceketi asar bir yere gideriz. Arkamızda sadece insanlığımız kalır ve öldüğümüzde sadece çıplaklığımızı götürebiliriz bu dünyadan.”

Ruhuna Bir Fatiha..

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.