WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05362004002

Düzceli Yusuf Bey

Düzceli Yusuf Bey
Düzceli Yusuf Bey
Tüm Yazıları
‘’YOK DEVE!’’ DEDİK AT,EŞEK,DOMUZ ,MAYMUN  VE TAVUĞU YEDİK..
8.10.2024

 

Yediklerimizin içtiklerimizin, çevrenin, iklimlerin ve mevsimlerin insan davranışları üzerimizde olumlu ya da olumsuz bazı etkileri olabilir. Her insan bundan az veya çok etkilenebilir. Ancak yeme kültürü ve iklim üzerinden bir ırkı, bir grubu , bir bölgeyi, bir milleti kötülemek doğru değildir.

Büyük mütefekkir İbn Haldun, beslenmenin vücut ve karakter arasındaki ilişkisini kurarken zamanının tıp bilgilerini dikkate alarak bir değerlendirme yapmaktadır.

Ona göre, çok ve karışık besin tüketmek, vücutta kötü kokulara ve artıklara neden olmaktadır. Bunun sonucunda vücut dengesiz olarak gelişir, şişmanlıktan dolayı renk perişan ve şekil çirkin görünmeye başlar. Aynı şekilde bu besinlerden oluşan bozulmuş ve kötü sıvıların beyne gitmesiyle aklın ve düşüncenin üzeri örtülür; bunun sonucunda da anlayışsızlık, gaflet ve genel olarak bütün iyi hallerden saparak ahlaki zafiyetler görülmeye başlar.

İbni Haldun’ atfedilen bir söz var demiş ki;

Araplar, deveyi yediler, Deveden kıskançlığı ve kini aldılar...

Türkler atı yediler, Attan sertliği ve kuvveti aldılar...

Frenkler (batılılar) domuzu yediler, Domuzdan pisliği ve deyyusluğu aldılar...

Afrikalılar ise maymunu yediler ondan neşeyi aldılar…

Her kim hangi hayvanı yediyse ona benzedi.

Biz bu dönemde tavuk yemeyi çoğalttık tavuk gibi korkak olduk ,tavuk gibi öldürülür olduk..

Gökyüzünde uçacakmış gibi kanatlarımıza bakıp bu kanatlar ile uçarız dedik.

Kös köy oturup pahalı yemler yiyip sahiplerimize veya bizi yemleyenlere yumurtalar verdik.

İşimiz bitince ya bizi kesip yiyecekler yada kedi köpek maması yapacaklar..

İbn Haldun’un tam olarak böyle deyip demediği tartışmalı, ama şu görüşü kesin: İnsan davranışları üzerinde başta iklim, coğrafya ve yiyip içtiklerinin tesiri büyüktür. Bu nedenle insanın yediği şeylerle eylemleri arasında doğrudan bir ilişki olmasa da dolaylı ilişkiler kurulabilir.

Dolayısıyla İbn Haldun’a göre insanın ahlaki ve psikolojik özellikleri genetik değildir, çevresi ile girdiği etkileşimden kaynaklanmaktadır.

İbn Haldun, bağımsız bir filozof olarak İslam düşünce dünyasında en çok dikkat çeken düşünürlerden biridir.16. yüzyılda yaşamış olan İbn Haldun (1332-1406) Doğu’da ve Batı’da ilk tarih felsefecisi olmasının yanında, kendisinden beş asır sonra kurulacak olan sosyolojinin de temellerini atmış olan bir fikir adamı olarak da öne çıkmaktadır.

İslam dünyasının durgunluk devrinde ortaya çıkmış olmasına rağmen ulaşmış olduğu ilmi seviye dikkat çekmekte ve onun önemini bir kat daha artırmaktadır.

Tunus doğumlu olan İbn Haldun, hem şer’i hem de akli ilimler alanında iyi bir eğitim görmüştür. Doğu’nun (İslam’ın) en orijinal mütefekkiri olarak öne çıkan İbn Haldun,(2) uzun süre devlet işlerinde çalıştığı için nitelikli bir devlet adamı ve medreselerdeki ilmi faaliyetlerini de aksatmamış olan büyük bir âlimdir.

İbn Haldun’un yemek teorisinde, beslenmenin din ve ibadet ile doğrudan bir ilişkisinden bahseder. Dinler, özellikle İslam dini sağlık ve ahlak için nelerin yenileceği ve ne kadar yenileceği konusunda bir ölçü koymaktadır. Ölçünün aşılması birtakım dini ve ahlaki zafiyetlere yol açmaktadır.

Şehirlilerin dünya nimetlerine aşırı meylettikleri, zevk ve eğlencelerle çok meşgul olup şehvetlerinin tatmini peşinden koştukları için, zamanla nefisleri kirlenmektedir. Bu kirlilik oranına bağlı olarak ise, iyi ve hayırlı şeylerden uzaklaşmaktadırlar. Giderek utanma duygularının zayıflamasıyla da sözlü ve fiili olarak yaptıkları kötülükler bir alışkanlık hâline gelmektedir.

Şimdi Düzce’de ve Türkiye’de Tarım Bakanlığının yayınladığı bir liste var. Bu listede yemeklere veya gıdalara tek tırnaklı hayvan(at ,eşek) veya yemeklere domuz eti konulduğuna dair bir liste.

Düzce’de bu listede yer alan bir firma maalesef var.

Antalya, Balıkesir, Sakarya, Adana bu iller haritada at, eşek, domuz vb gıdada hile ve tağşiş hatta kanunen yasaklı ürünler kullandığı tespit etilen firmalar olduğu iller.

Türkiye 81 il var 4 il bunları yemiş diğer iller hayvan eti yemiş sanki.

Hayır hayır.

Öyle değil bu 4 ilde deneticiler namusu ile işlerini yapmışlar. Ne gördü iseler, veya denetim nasıl yapılması gerekir ise o şekilde yapmışlar ve sonuçlar ortada. Bu iller de bu denetimlerde yönetici veya müdür olan herkes maalesef tayini çıkmış.

Fakat öyle yerler var ki 10 senedir aynı yetkililer var.

Ne şiş yansın ne kebap.

Alo..Sizi denetlemeye geliyoruz. Buyurun hoş geldiniz beş gittiniz ne yer ne içersiniz minvalinde denetlemeler maalesef esasen Türkiye’yi esir almış.

Tespit yapılan firma 2-3 yıl sonra ya bırakılmadan açıklanmalı. Ve derhal kapatılmalı. Belediyeler ruhsatını iptal etmeli. İşletme sahiplerine ve 1. Derecede evlat, eş, amca,dayılarına en az 5 yol aynı iş kolunda ruhsat verilmemeli.

Cezalar caydırıcı olmalı.

Yoksa bu şirketlerin %70-80 ni bu listeler yayınlandıktan sonra tasfiye oluyor.

Düzce’deki firmada isterse ağzı ile öküz tutsun maalesef bu sonu görecektir.

Ülkede ondan sonra ne bu at,eşek,domuz eti millete satanlar ve tükettirenler biter nede gencecik insanların boğazını tavuk gibi kesip anasının babasının önüne atan caniler biter.

Devlet istesin biter. Devletin istemesi yetmez. Yetkililerin istemesi yeter. Millet istesin yeter.

Her yerde et yenmez. Her sucuk her yerden alınmaz.

Eğer kuşku duyuyor isen uzak dur.

Bazı insanların neden sadece balık yediğini kimse sorgulamıyor ise neden böyle bir karar aldıklarını tartışmıyor ise daha çok at gibi kişneriz…

Kalın sağlıcakla..

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.